1. (#220594)

    khk ile ihraç edildikleri işlerine geri dönme talebiyle başlattıkları açlık grevinin 218. gününde nuriye gülmen ve semih özakça'ya dair son 2-3 gündür yeni gelişmeler var.

    nuriye gülmen 26 eylül'den bu yana numune hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi ediliyordu. ve 10 ekim akşamı enfeksiyon riski sebebiyle tekrar tutuklu servisine alındı. elbette serbest bırakılması kadar iyi bir gelişme değil ancak en azından banyo yapabilme ya da refakatçi bulundurabilme şansı olacak. kaynak

    ertesi gün nuriye gülmen'i hastanede ziyaret eden chp'li milletvekilleri sağlığına ve tekrar ettiği taleplerine ilişkin bir basın açıklaması yaptılar. kaynak

    ve mecliste bu konuyu gündeme getirerek, adalet bakanı abdülhamit gül'e gelişmeleri sordular. nuriye ve semih'in eylemlerine ilk başladıkları zamandan bu yana hükümet tarafından bir bakıma en makul tepki olduğunu düşünüyorum bakan'ın cevaplarının. bakın şöyle cevap vermiş:

    "nuriye gülmen’in ilgili başhekim ve doktorların nezaretinde yürütülen muayene ve tetkikleri devam ediyor ve heyetin incelemesi sonucunda, yoğun bakımda enfeksiyon riski dikkate alınarak normal tutuklu odasına alınması kararı verildi.

    refakatçinin de, bulunması, yıkanma veyahut da diğer hususlarla ilgili, beşerî, insani ihtiyaçlarla ilgili destek olması anlamında da orada bir imkân sağlanacaktır. umuyorum, hem enfekte olma, enfeksiyon riskinin ortadan kalkması adına hem de diğer refakatçi konusunda daha sağlıklı, elverişli bir imkân sağlanacaktır.”

    meclis’teki görüşmelerde açlık grevi yapan eğitimcilerin dosyalarının ohal komisyonu’nda öncelikli olarak görüşülmesi talebi de tekrar dile getirilmiş. bakan bu soruyu da:

    “bu hususla ilgili karar verilmesi hâlinde ivedilikle verilmesini adalet bakanlığı olarak bir adalet, vicdan anlamında komisyona biz iletmiş olduk ama elbette karar komisyonun takdirinde olan bir karardır ama farklı bir karar verilmesi hâlinde ilgililerin elbette yargı yoluna da başvurması mümkündür." diyerek yanıtlamış. kaynak

    her an kötü haber gelmesi endişesi yaşadığımdan olsa gerek bu söylemleri umut verici buldum kendi adıma. malum hükümet özellikle süleyman soylu özelinde somutlaşan bir olumsuz tavır içerisindeydi baştan beri. ağızlarını "terörist"le açıp "terörist"le kapatıyorlardı. sokaktaki icraatları zaten ilgili kamuoyu tarafından gayet iyi biliniyor.

    bir politika değişikliği olduğunu umarken başka bir haberle karşılaştım bu sabah: aihm, gülmen ve özakça için savunma istedi

    daha önce avukatlarının "geçici tedbir başvurusu"na ret cevabı veren ve 'içerde devlet onlara iyi bakıyor diyen' avrupa insan hakları mahkemesi şimdi "tutuklama kararının davacıların yaşamını ne derece tehlikeye attığı" konusunda türkiye devletinden görüş/savunma ve sağlık durumları hakkında bilgi-belge istemiş.

    işlerinden ve adaletten başka bir talepleri olmayan iki gencecik insanın uluslararası politik konjonktüre malzeme olmaları ne kadar korkunç ve alçakça. aihm gibi artık tamamen politik manipülasyon aracı olarak kullanılan bir yapıdan medet ummamız da bizim büyük çaresizliğimiz. keşke böyle olmasaydı. ama bu çaresizlikle yüzleşme zamanımız çoktan geldi geçiyor.

    zaruri ilave (14 ekim 2017): elbette insan canı ve sağlığı değil önceliğimiz. önceliğimiz nedir? ülkenin bölünmez bütünlüğü ve devletin devletin bekasından sonra şimdi de "türkiye'nin imajı".

    adalet ve dışişleri bakanlıkları, eğitimciler nuriye gülmen ve semih özakça’nın başvurularının incelenmesinin öne alınması için olağanüstü hal işlemleri inceleme komisyonu’na görüş bildirdi. adalet bakanlığı’nın tıbbi raporları komisyona aktardığı, dışişleri bakanlığı’nın ise “türkiye’nin imajına” dikkat çektiği belirtiliyor. kaynak

mesaj gönder