1. başlığı açan arkadaşa teşekkürler hatırlattığı için.

    kendisinde kullanılan ford cortina (1200 cc) motoruyla yolda kalmanızın pek mümkün olmadığı arabadır.
    ford cortina modeli basit bir motordur, vantilatör kayışı direkt olarak eksantrik miline (kam mili de deniyor) bağlı bir makarayla döndüğü için (kayış kopmadığı veya içerdeki termostat arızlanmadığı sürece) hararet yapması ihtimali yoktur. (modern araçlarda vantilatör ayrı bir elektrik motoruyla çalışıyor, kömürü biterse yolda kalmanız işten bile değil)
    motor deviriyle beraber dönen pervane kanatları sürekli olarak radyatördeki suyu soğutur.
    ancak bu da kış aylarında motorun geç ısınmasına neden olur.

    öte yandan tek boğazlı karbüratör, aracın performansını düşürse de ortalama kullanımda yakıt ekonomisinde (dönemin şartlarına göre) önemli katkı sağlar.
    fiberglass gövdesine rağmen şasesi neredeyse tren rayı kadar kalın olan anadol, basitliğiyle ön plana çıkar.

    üretim aşamasında ismi için anket düzenlenmiş ve gelen 100.000 civarı mektuptan yapılan toplantılar üzerine "anadol" ismi seçilmiştir.
    ismiyle müsemma bu güzide arabanın hitit geyiği amblemi de anadolu'yu yansıtır.

    kişisel fikrime göre anadol, dönem için türkiye'ye en uygun arabaydı. gösterişsiz ancak çok sağlam, basit ama yolda bırakmayan, konforu kısıtlı ama son derece ekonomik.

    bilgi notu: rahmetli ünlü ralli pilotu renç koçibey, 1968 yılında anadol a1 ile trakya rallisini kazanmıştır. (ralliye merakı olanlar kendisini efsane olarak tanır. 1993'te izmit rallisine hazırlanırken kaza geçirerek vefat etmiştir)

mesaj gönder