1. büyük bir şehrin merkezi bir ilçesinde oturuyorum, her akşam aynı meydandan çirkin binalar ve kahve önünü mesken tutmuş tedirgin edici bakışlara sahip orta yaşlı adamların arasından eve doğru yürüyorum. kafamı nefes almak için birkaç saniyeliğine göğe kaldırdığımda güneşin pembenin en güzel renklerini etrafa saçarak battığını fark ediyorum ama çirkin binalar tüm zalimlikleriyle ufku kapatmış. bir yerlerde batan güneş görünüyor, bir deniz kenarında birleri o gün batımında huzuru buluyor ama zalim binalar benden günün benim için tek güzel anını çalıyor. o yolu her akşam yürürken tüm binalardan nefret ediyorum.
    bugün umut üzerine düşündüm, yarım kalmış bir şeyler yaşadığım birine dair umutlarım. umut biterse acı da biter, dedi, bir dost. inancım biteli çok oldu umut nasıl biter bilemedim. gönlümün delice istediği ve çabucak kaybettiği şeyin artık gerçekleşmeyeceğine dair tüm varlığım üzerine iddiaya girecek kadar eminim.
    fakat bu iddiayı kaybetmeyi çok isterdim.
    işte böyle bir çıkmaz bugün de canıma batan çirkin binalar arasında.

mesaj gönder