1. insanı yozlaştıran ve psikolojisini bozan bir uygulamaya evrildi. aslında çoğu sosyal medya platformu buna evrildi, özellikle de anlık hikâye ve canlı video paylaşma özellikleriyle...

    eskiden arkadaşlarla toplanırdı, bir yemek yenirdi, sohbetler edilirdi. mesela bakıyorum babamın eski fotoğraflarına. belki on beş arkadaşıyla meyhaneye gitmişler, yemiş, içmiş, eğlenmişler. o güne ait tek kare fotoğraf var. o da masada çekilmiş, herkesin oturduğu yerden objektife bakarak gülümsediği, son derece şık giyimli olduğu tek kare bir fotoğraf. ve ben babama o akşamı sorduğumda sadece o fotoğrafa bakarak o gece ile alâkalı belki onlarca an, konuşma, şakalaşmayı bana sanki dünmüş gibi anlatıyor.

    peki, şimdi...

    hani iktisat kaidesidir "bir şeyin miktarı arttıkça değeri azalır." işte fotoğraf ve videoda da durum aynen bu!

    bir mekâna gidiliyor. hemen telefonlar çıkıyor masanın üzerine. herkes canlı videoda! çekilen fotoğrafların haddi hesabı yok. ortamda kimse kimsenin yüzünde doğrudan bakmıyor, doyurucu, keyif verici bir sohbet yok. herkes anı yaşayıp keyif almaktansa fotoğraf, canlı video çekiyor. yani anı paylaşmak, anı yaşamaktan daha önemli hale geldi. bakın bu berbat bir şey! herkes "bakın ben sosyalim", "bakın ben hayatı doya doya yaşıyorum" u ispat etme derdinde! sonuçta aslında o gece orada bulunmanın da bir anlamı kalmıyor instagram'a yüklenecek medyalar dışında! oralara gidemeyenler de (eğer bu yazdıklarımın farkında değillerse) bu tuzağa düşüyorlar. "insanlar ne kadar sosyal, ne güzel eğleniyorlar, hiçbirinin sorunu, problemi yok. keşke ben de böyle olsam" diye iç geçiriyor, üzülüyor, psikolojisi berbat oluyor! daha da vahimi bu defa hayıflanan bu kişi hayatının merkezine "instagram'da canlı video, fotoğraf paylaşabilmeyi" koyuyor. bu döngü böyle gidiyor, insanlar sırf paylaşım yapabilmek uğruna gezdikleri yerlerin, bulundukları ortamların keyfini çıkaramıyor.

    (bu yazdıklarımı her şeye uyarlayabilirsiniz. tüketimin pazarlandığı her ortama uygulayabilirsiniz.)

mesaj gönder