-
çocukken dışarıda yağmurun, soğuğun, fırtınanın olduğu, yani havanın “bozduğu” gecelerde o an aynı evi paylaşmadığım, uzaktaki sevdiğim insanları düşünürdüm ister istemez. bu havalardan sonra gerçekleşmesi muhtemel bir afette nasıl biraraya gelebiliriz, gelebilir miyiz, ya da onlar bu yağmurun fırtınanın sesini nasıl duyarlar, ürkerler mi, yoksa bir evde barınıyor oldukları için şükür edip uyurlar mı?..
o insanları sıcak yatağımdan düşlemek içimi eziyor şimdi. yine böyle havalarda, açık denizde bir teknede devrilmeye bir kala aklıma getirmek istiyorum sevdiklerimi.
en ücralarıma, kılcallarıma işleyen hüzünlü bir sevgidense, sınırlı zamanın, ölümlülüğün karşısına geçen dirençli, kuvvetli bir sevgiyi taşımak.