1. "uyuyamadım bir gece daha
    kalktım pencereyi açtım
    temiz hava bekledim gelsin diye
    sen doldun içeri usul usul
    geceyi kokladım
    huzuru onda bulurum dedim
    sen koktun burnuma

    kokunu hiç bilmedim
    bir kez olsun içime çekemedim
    gece tanıştım gece tartıştım
    gece kızdım gece aşık oldum sana
    kokunu o belledim
    serin temiz huzurlu
    başka bir şey kokamazsın

    kapıyı açtım essin diye
    yaprak kıpırdamadı ne esmesi
    ama sen girdin içeri
    nasıl yürüdüğünü de bilmiyorum ya
    yumuşak adımlı hayal ettim
    çekingen ama seven adımlarla
    izinsiz girdin oturdun yanıma

    bir ömür kalkmayacak gibi
    yerini sevmiş menekşe gibi
    güzelce oturdun

    gözlerimin içine baktın
    yeni doğmuş saflığıyla
    ilk gördüğün benmişim gibi
    güvenircesine baktın
    gözlerinle konuştun
    hiçbir dilde olmayan şeyleri
    bakışının her saniyesiyle söyledin

    elime dokundun birden
    ürperdi içim
    melek geçti derler
    meğer sen dokunurmuşsun
    cahillik işte bilmez onlar

    omzuma koydun başını
    uyudun sandım nefesimi tuttum
    anladın ki elimi okşadın
    bir bebek sakinliği
    sevmezsin pek ama
    bir kedi masumluğuyla durdun öylece
    kendini anlattın bana
    eski yunan mitolojisi gibi
    ezbere bildiğim bir hikayeyi
    hiç dinlememişim gibi anlattın
    sen anlattın ben dinledim
    tarifi zor sesinin
    akşam kızıllığı gibi ama taze
    yeşil çayırlar gibi ama sonsuz
    yine pek sevmezsin ama
    yaz güneşi gibi sıcacık

    dol gir otur odama çıkma
    seninle güzel odam
    sensiz bir masa bir sandalye
    oturup yine seni yazarım orda da
    en derinine dokundun odamın
    başkasına izin verme tut elini
    gözlerime senden başkası bakmasın"

    yine yıllar öncesinden bir şiirim. neler geçmiş üzerinden. kimler baktı o gözlere. başkası bakmasın demişim zamanında. neyse.
    jimi

mesaj gönder