1. hakkında vaktiyle şöyle bir yazı kaleme aldığım konu:
    "öldükten sonra dünyaya tekrar gelsek nasıl olurdu? sürekli olarak tekrar tekrar gelsek. binlerce yıl boyunca her seferinde farklı bir yerde, farklı kişilerin çocuğu olarak dünyaya gelmek... çok güzel gibi değil mi? ölümsüzlüğün farklı bir hali gibi. ölseniz bile başka bir yerde doğuyorsunuz. sonunda cs'deki gibi kazanan taraf olur mu bilmem. ama bir şekilde kötüler kazanır gibi.

    şöyle düşünün. korkunç şeyler yapmış ve yapacak olan biri var. normalde ondan kurtulmanın yolu hapis ya da bazı ülkelerde idam cezasıdır. böyle bir durumda onu hapse atarak onu sadece bir süre etkisiz hale getirebiliriz. öleceği ve aynı zamanda doğacağı günü büyük bir hevesle bekler ve yeni hayatında aynı şeyleri yapmaya devam eder. ve onun kim olarak doğduğunu dahi bilemeyiz. idam cezası ise bu durumda saçmalıktan başka bir şey olmaz. bir suçluyu ne kadar uzun süre yaşatırsanız toplum o kadar güvende olur.

    bu suçlunun bir diktatör olduğunu düşünün. ya da bir terörist. ölüp ölüp tekrar dünyaya gelerek ortalığı kana bulayan, insanlara zulmeden biri. yeryüzünde şeytana ihtiyacımız kalmazdı sanırım. hali hazırda şeytandan daha kötü olanlarımızı kendi ellerimizle büyütüp beslerdik çünkü. ve bundan haberimiz dahi olmazdı.

    tamam işin o kısmını bir kenara koyduk. hiç hoş sonuçlar doğurmayacak gibi orası. newton, einstein, hawking, turing, mozart, bach, yunus emre gibi büyük insanların ve hatta atatürk'ün sürekli yaşayıp insanlığı ileriye taşıyacak olması da farklı bir durum gerçi. iyiler vs kötüler all star gibi bir durum ortaya çıkar. insanlık çok daha ileri gitmiş de olabilir o durumda. tartışılır.

    kişisel bazda ise şöyle bir kötü tarafı var. bir önceki hayatınızda denizde boğularak öldüğünüzü düşünün. o acıyı yaşamış biri olarak denize bir daha girebilir misiniz? su görmek bile korkmanıza yetebilir. ya da araba kazasında ölseniz arabanın kapısını bile açmaya korkar hale gelmez misiniz? ya da uykunuzda öldüğünüzü düşünün. her gözünüzü kapattığınızda sabah tekrar uyanıp uyanamayacağınızı düşünür, korkudan uykuya bile dalamazsınız. gayet sıradan ve günlük şeyler olarak gördüğümüz pek çok şey, onlar yüzünden ölmüş insanlar ortalıkta gezindiği için cellat gibi görülmeye başlanır. ve insanlar sürekli önceki ölüm sebeplerinden korkarak yaşar. bu da ölüm korkusunu her an yaşamaya hazır, panik atağa meyilli toplumlar anlamına gelir. böyle bir toplumda sağlıklı olarak doğan bir birey bile bir süre sonra çıldırma seviyesine gelir.

    zihinlerimizin yeni bedenlere aktarılmasından söz ediliyor. yakın ya da uzak gelecekte bir şekilde bu başarılacak gibi. yeniden doğmayı bir nevi gerçek hale getirebiliriz gibi. peki böyle bir gelişmenin neler doğurabileceğini düşündük mü? insanlığın ölümsüz olma çabası ya kendi sonunu getirirse? birbirlerini öldürmelerinden bahsetmiyorum. yeni bir bedene aktarılan zihinlerin hiç ölmeyeceğini varsaysak bile, aklını yitirmiş bir zihnin yaşamasına yaşamak diyebilir miyiz? böyle bireylerden oluşan insanlığın ise sonunun geldiğini söyleyemez miyiz?"
    jimi

mesaj gönder