1. cennet belki de tüm belirsizliklerin silindiği yerdir. işıklı bir bahçede menengiç kahvesi içerken tüm taşların yerine oturmasıdır. insanın endişesine tebessüm edip hafifçe hayıflandığıdır. yahu bu muymuş hayat, o çözülmez yumak, her şey bu kadar basit miymiş dediğidir. belki her şey o kadar basittir.
    insanın mutlak adalet arayışıyla bıraktığı o haklılık payı nasıl da eğreti. bir insanı okurken o insan olmak, o insan olduğu için, onun yaptığı çirkinlikte güzellik bulmak nasıl zavallıca. o iç rahatlaması ve herkesin kendisine hak veren bir tanrıyla konuşması... bilmiyorum. önce kendimi temize çekip sonra bu haksız temizlik yüzünden kendime hak ettiğimden fazla kızmayı bırakacak mıyım. neden hiçbir şeyi vaktinde söyleyemiyorum.

    bunları yazmak istememiştim. (sana bir gün "hiçbir şey"i anlatacağım. takır takır konuşacağım, o günden sonra konuşmama hiç gerek kalmayacak.) okuduğun ve yazdığın her şey eksik gelse de asıl değerli olan o eksiklik değil mi. ifade etmek için tek bir yol bulamadığın, sözün yakalayıp söndüremediği o şey. ne o? ona karşı yeniksin ve bu yeniklik seni tekrar tekrar doğuruyor, tuhaf.

mesaj gönder