1. uzun bir otobüs yolculuğuna benzer hayat dediğin.
    tüm masumiyetini çocukluğunda bırakır,
    ölü teni kadar soğuk vakitlere atarsın adımını.
    gideceğin yer ölümdür bilirsin,
    bilmene rağmen yol bitsin diye gözler durursun.
    bazen yorulur mola verirsin.
    üşürsün, bir çocuğun tebessümü ısıtır içini.
    en çok o molalar yıpratır ama insanı.
    bir sürü yabancı tanırsın o molalarda;
    kimisi hayatın olur, kimisi hayal kırıklığın.
    ama hepsi aynıdır o yabancıların.
    hep giderler.
    herhangi bir durakta yalnızlığınla baş başa bırakırlar seni.
    her durakta en başa dönersin.
    her şehir daha çok olgunlaştırır seni.
    artık o kadar olgunlaşmışsındır ki,
    ne yabancıların, ne şehirlerin anlamı kalmaz gözünde.
    herkes farklı renklerden ibarettir.
    fakat siyahın piçleridir hayal kırıklıkların.
    koyu griler biriktirirsin her şehirde.
    sonbahardan hallice olur bindiğin otobüs,
    son durağa gelirsin.
    bir bakarsın ki tenine sinmiş gri gökyüzün olmuş.
    son nefesin parçası olur göğün.
    en çok son durakta büyür insan.
    çünkü büyümek;
    otobüsünün peşinde koşan çocukluğunun dizlerinin kanadığını görmektir.

mesaj gönder