• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (5.67)
annihilation - alex garland
"gerçekleşen anormal faaliyetlerden dolayı hükümet tarafından gizlice karantinaya alınan gizemli “area x” bölgesi, onyıllardır kıtanın geri kalanından ayrıdır. doğa, insan uygarlığının son izlerini de bölgeden silmiş durumdadır. ilk keşif gezisi, bozulmamış, cennet gibi bir doğanın süregeldiğini rapor etmektedir. bölgeye giden 2. keşif grubu toplu intiharla, 3. keşif grubu dost ateşiyle, en sonuncu olan 11. keşif grubu ise kendilerinin bir gölgesi olarak geri dönmüş ve kısa süre sonra kanserden ölmüştür. 12. keşif grubunu oluşturan bir biyolog, bir antropolog, bir psikolog ve bir araştırmacı, kendilerini nelerin beklediğini bilmeden bölgeye giriş yapar. görevleri araziyi haritalamak, örnek toplamak ve bütün gözlemlerini raporlamaktır. akıl almayacak topografik anomalilere ve yeni yaşam biçimlerine şahit olan ekibin birbirlerinden sakladıkları sırların ortaya çıkması ise her şeyi değiştirecektir..." beyazperde
  1. kendi alanında iyi filmlerden biri.

    bu alex garland abimizin kafası iyi çalışıyor. kariyerine senaryo yazarlığıyla başlamış. iyi işler de çıkarmış. 'ex machine' filminde yapay zeka temasını işlemiş ve sağ olsun sinematografisiyle büyülemişti. filmde çekimlerin yapıldığı mekan çok etkileyiciydi ve çok hoş perspektifler sunuyordu. adam sadece bir fikirden beslenen içine bolca etkileyici planlar sunulmuş bilim kurgu filmlerinden ziyade olay örgüsü, derinliği olan kaliteli, detaycı bir şekilde üretilmiş ürün çıkarıyor. bence epey de entelektüel bi abimiz. filmlerine serpiştirdiği küçük gönderme ve metaforlarla bunu görebiliyoruz.

    gelelim bu filme; fikir güzel. senaryo güzel. nereye çekersen oraya gidebilecek bir film. çünkü cevap vermekten çok soru soruyor, düşünmeye sevk ediyor. bilim kurgu filmlerinin olmazsa olmazı gizem ve gerilim filmin sonuna kadar kendini koruyor. genel anlamda film bu çerçevede gayet izlenilebilir, beğenilebilir film diyebiliriz.

    !---- spoiler ----!

    ''hepimiz biriz, hepimiz 'bir'deniz'' mottosuyla filme giriş yapıyoruz. ilk çağ filozoflarının bir kısmı varlık anlayışlarını doğa ve her şeyin kendisine indirgendiği ''arkhe'' diye nitelendirdiğimiz ana maddeyle açıklamaktadırlar. birileri bu ana maddeye su demiş, kimileri sonsuzluk demiş. sonuç olarak duyularla algıladığımız bu dünyanın yanıltıcılığından dolayı asıl gerçekliğin akıl ile kavranması gerektiğini savunarak; ''varlıkların çokluğu yanıltıcıdır, varlık ''tek'' olmalıdır'' söylemi süregelmiştir. film felsefenin temelini oluşturan bu ''arkhe'' üzerine oturuyor. parıltı olarak adlandırdıkları kozmik güç ya da tanrı ya da her neyse bir bölge üzerinde kendini gösteriyor. bu ''şey'' yaşadığımız dünyanın varlık aleminin meydana geldiği fizik kurallarının aksine farklı bir oluşum/yaratılış izliyor. noktasal olarak kendini gösteren bu şey içine aldığı her şeyi ''yok ederek'' alanını genişletiyor. yeni yaşam forumunun arkhe'si tabii ki başlangıç noktası; fener. son olarak operasyon ekip liderinin de içinde bulunduğu 5 kişi fenere ulaşmak için çemberin içine giriyor. bu kozmik alan yeni bir düzene sahip. farklı türlerin birleşmesinden oluşan melez canlılar/varlıklar meydana gelmektedir. ekibin ilk düşüncesi bu durumu meydana getirenin ''kendileri gibi bir bilinç'' olduğu. kendi gibi çünkü bu ''bilinç'' onlara zarar veriyor onlara saldırıyor algısına kapılıyorlar. insanların olaylar ve olgular karşısında ilk çıkarımları bu yönde gelişmektedir; karşı bilinç oluşturma eğilimi., insan bunu bazen cansız nesnelere bile yapabiliyor. ekip bu zarar görme sürecini birkaç kayıp ve sıyrıkla atlatıyor. karşı bilinç ekibin içine sızıyor ve kanlarında dolaşıma giriyor. ilk algıları gene ''zarar veriyor'' oluyor. ekipteki sondan 3. kendini ağaç olmaya adayan kızımız büyük cümleler ederek gidiyor, yeşilleniyor:

    -ventress onunla yüzleşmek istiyor. sen savaşmak istiyorsun. ama sanırım ben ikisini de istemiyorum.

    herkes kendi ''arkhe''siyle farklı ilişki içinde varoluşunu sürdürüyor. ekip lideri ve esas kızımız fenere ulaşmayı başarıyor. ekip lideri nirvanaya ulaşmış, ruhu teslim etmiş bir şekilde bulunuyor. esas kızımız geldiğinde küçük kıyameti yaşıyor ve parça pinçik olup enerji topuna dönüşüyor. (bu arada efektlere de değineyim; parıltının uzak plan görüntülerindeki oluşturduğu saydam duvar etkisi çok klişe ve epey de kötüydü. onun haricinde orman ve ''enerji topu'' muhteşemdi.][alakasız not: laaaan noluyo amk, buraya kapatma parantezini koyunca forbidden hatasını veriyor. koymayınca vermiyor. zor attım entry i gece gece filmin garip etkileri midir nedir amk. neyse bilen biri basit aydınlatsın bari; komut mu var ne varsa(koyamıyorum amk] sonra esas kızımız kendi yansımasını oluşturuyor, epey de yansıma olduğunu geç anlıyor mal. yansıma dokunuşla kendi formunu tamamlıyor ve kızımızın hamlesiyle enerji kendini yok ediyor.

    filmin başına dönecek olursak, kızımız ''ekiptekiler öldü mü?'' sorularına ''evet'' cevabı vermekte zorlanıyor, aslında veremiyor. burada farklı bir boyuta geçtiğini düşünebiliriz; ''ene'l hakk!'', benliklerini yitirip hakka ermek gibi. tasavvuf geleneğimizdeki vahdet-i vücud ve panteizme de göz kırparak kapanışı beraber yapmış olalım. saygılar.

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder