1. onu gerçekte en son ne zaman gördüğümü unuttum. dün gece rüyamda görmüştüm. uzun bir sokak boyu yürüyordum, kaybolmuştum, peşime sokak köpekleri takılmıştı, gözlerim görmüyordu, iyi bir son için çabalamak istemiyordum. kötü sonun her zaman hızlı olmasını diledim. yine aynı şeyi istiyordum. sokağın büyüyerek beni yutmasını, bir anda gidecek herhangi bir yerimin olmadığını fark ederek bu koşturmacaya bir son vermeyi, belki de köpeklerin bana saldırmasını... onunla karşılaşıyorum. beni bir istasyonda bekliyor ve bunca yolu onunla bir istasyonda buluşabilmek için yürüdüğümü hatırlıyorum. onu gördüğüm anda beni yeniden terk edeceğini hissediyorum. kaçmak istiyorum yeniden ancak o hep ısrarcıdır. benimle bineceğim trene kadar yürüyor ve ben de o anda bir trene binmem gerektiğini öğreniyorum. beklerken konuşmuyoruz. benim için eskiden ne anlama geldiğini, az sonra ayrılacağımızı, ne kadar değiştiğini ve değiştiğimi düşünmemeye calışıyorum. zaman geldi. şimdi bir başkasıyla uzaklaşmasını izliyorum ve kendime onunla asla mutlu olamayacağımı, kimseyle mutlu olmadığımı ve olamayacağımı hatırlatıyorum. bir parçam her zaman ve koşulda onunla olmayı dilese de. görüntüler hızla akıyor, hava sisli ve gri. dışarıyı izlemek üşümeme neden oluyor, her ne kadar aslında üşümesem de. yol boyu çürüdüğümü hissediyorum. önce ellerim, dizlerim... ve devam ediyor. ‘’oraya’’ ulaştığımda bir hiç olup olmayacağımı merak etmeye başlıyorum. ona sormam gereken şeyi sormayı unuttuğumu hatırlıyorum. hiç ne demekti?

mesaj gönder