1. - gözlüklerim, beklenmedik acayip tepkilerim, sürekli muzır / muzip hâl ve gidişim, sevinçten mi kederden mi döküldüğünü bir türlü kestiremediğim taşkın ve sesli enerjimden ötürü aysel gürel,

    -"katinam dikemiyosun gülüm, ver ben dikeyim de murdar olmasın kumaş anacım..." serinliğim, hanım meclislerinin aranan ve gülünen edepsizi olduğum, kalender meşrepliğim, ama yine de huysuzluğum, dolaylı virjinliğim hasebiyle huysuz virjin,

    -nick'ime münhasıran müstehzi üslubum, her zaman uzun cümlelerle yazdığım ve konuştuğum, her nevi ahval ve şerait içinde tam bir "bacı" olduğum için lütfiye fıdıllıoğlu ,

    -yazmayı öğrendim öğreneli her günü bir biçimde illa ki kaydettiğim, canım çok sıkıldığı, kenar mahallenin cam kenarında yaşadığım ve dünyayı bir türlü aklımdan çıkaramadığım için sıdıka.

    bunlar tabiatım üzerine birden fazla kişiden, ahbaptan işittiklerimin elim döndüğünce yazıya kurgulanmış hâli. her bir karakteri ayrı ayrı çok seviyor olmam da bunları duyduğuma beni fazlasıyla memnun ediyor, söyleyenler sağ olsun. her bir kadını çok sevdiğimden olmuştur belki de böyle hepsinin aromasının hissedildiği bir hamur, kim bilir. insan sevdiğine benzermiş.

    gelelim sıfatıma... maksat eşkâl vermek değil elbette, başlamış bulunduk bir geyiğe madem, bari sonunu getirelim. melis birkan hanımefendisine hayli benzetilirim. simamı, övarlak ve körvi mevcudiyetimi sibel john'a benzeten de pek olmuştur. bu zamana değin kate winslet hanımdan tutun, katy perry hanıma, kainatın en güzel kadını anneme kadar bir dolu ay parçası çehreye ama az, ama çok benzetildiğim oldu. kumralım, yeşil gözlüyüm nihayetinde di mi, eşim dostum beni brooke shields'im bile sanıyor. oysa ben ahmet özhan'a benziyorum, hiç kimse bilmiyor...

mesaj gönder