nail-i kadim

Kimdir?

(?-1666) divan edebiyatı şâiri. istanbul’da doğdu. asıl adı mustafa’dır. dîvân-ı hümâyun’da kâtiplik yaptı. mâden kalemi başhalifesi oldu. hayatının sonlarına doğru edirne’ye sürüldü. avus­turya zaferinden sonra (1665) affedildi; istanbul’a döndü. is­tanbul’da öldü. fındıklı’da sünbülî tekkesi’nin mezarlığına gömüldü.
  1. derûn-ı tîre-i zühhâd pür jeng-i sivâdır hep
    aceb âyînelerdir cilveger rûy-ı riyâdır hep

    (ham sofuların karanlık içleri, hep tanrı’dan gayrı şeylerin tozuyla, pasıyla dolu. gönülleri, ne şaşılacak ayna ki orada görünüp cilvelenen yüz, hep riya, gösteriş yüzü.)

    şarâbın şîre-i can olduğunda şüphe yok sâki
    ne söz kim meclisinde söylenir rûh-âşinâdır hep

    (ey sâki, şarabın, tatlı bir can şerbeti olduğunda hiç şüphe yok; meclisinde ne söylenirse hepsi de ruha bildik.)

    cihân-ı vâjgûn-na’l-i muhabbet özge âlemdir
    gedâdır şâhlar cümle gedâlar pâdşâdır hep

    (atının nalı, tersine çakılmış olan sevgi âlemi, bambaşka bir âlem; orada yoksullar hep padişah, padişahlar da yoksul)

    rıbât-ı dehr-i fânî turfa menzilgâhtır anda
    emel pâ-der rikâb ü ârzû pâ-der hevâdır hep

    (geçici dünya kervansarayı, öyle acayip bir menzil yeri ki orada isteğin ayağı, daima özengide, dileğin ayağı da havada.)

    biziz ey nâilî ol rû-siyâh-ı şerm ü haclet kim
    sevâd-ı nâme-i a’mâlimiz cürm ü hatâdır hep

    (ey nâilî, biz, utangaçlıkla öyle bir yüzü kara kullarız ki amel defterlerimize yazılan kara yazılar, hep cürümden, hep hatadan ibaret.)

mesaj gönder