• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
iktidarın gözü - michel foucault
iktidarın gözü, foucault'nun seçme yazılar dizisinde daha önce yayımlanmış olan entelektüelin siyasi işlevi, özne ve iktidar ve büyük kapatılma ile tamamlayıcı bir bütünlük oluşturuyor. bu ilk üç cilt iktidar ilişkilerinin modern batı toplumlarında kullandığı özneleştirme teknikleri ile bu tekniklerin uygulanmasını mümkün kılan kurum ve pratikleri çözümlemek için foucault tarafından geliştirilen modele dair ayrıntılı metinler içeriyor ve direniş, bilgi, entelektüel gibi bazı temel kavramların bu model çerçevesinde yüklendiği yeni anlamları tartışıyordu.iktidarın gözü ise özellikle iktidarın özneleştirme tekniklerinin analizlerinde öne çıkan öznel deneyim biçimleri ve onlara tekabül eden akıl hastalığı, suça eğilimlilik ve cinsellik gibi kimlikleri; bu deneyim ve kimliklerin kurulmasını belirleyen tıp, psikiyatri, sosyoloji, kriminoloji gibi bilgi biçimleri ile psikanaliz, müşahede, tecrit, ıslah, tedavi, cezalandırma gibi pratikleri ve nihayet hastane, akıl hastanesi, hapishane gibi bu pratiklerle karşılıklı bir belirlenim ilişkisi içinde olan kapatma kurumlarını konu alıyor. foucault'nun siyasi etkinliklerinin yoğunlaştığı 1975 sonrası yıllarda verilmiş konferans ve söyleşileri kapsayan bu kitap, sadece foucault'cu bir bakış açısından hareketle geliştirilebilecek direniş mekanizmalarını değil aynı zamanda bu bakış açısının diğer iktidar eleştirileri ve direniş modelleri ile benzerlik ya da farklılıklarını da tartışan ve özellikle foucault'nun kimlik politikalarıyla ilgili tutumunu belirginleştiren bir bütün. 'öz kimlik'ler arayan, bu kimlikleri insan davranışının yasası haline getirmeyi anlamına gelebileceğine dikkat çeken foucault, yeni bir etiğin nerede temellendirilebileceğini tartışırken muhalif bir öznelliğin zorunlu olarak kimlik ve onun getirdiği aynılaştırıcı aidiyet ilişkileri üzerinden değil farklılaşma, yaratma ve yenilik üzerinden tesis edilebileceğini söylüyor.kelimeler ve şeyler'in kapanış cümlelerinde 'insan'ın sahildeki kumlara çizilmiş bir suret gibi silinip gideceğini öngörerek büyük tartışmalara neden olan foucault, burada da özcülükten arındırılmış bir varoluş biçiminin siyasi koşullarına işaret ediyor.bugün bütün gücüyle önemini koruyan bu tartışmalara vazgeçilmez bir katkı iktidarın gözü. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. Yaklaşık iki sene kadar önce şu giriyi yazmıştım nerede geçtiği bilinmeyen cümleler rehberi'ne. @sezgi sağolsun fikir olarak benzer bir bölümü iktidarın gözü - michael foucault kitabında bulabileceğimi söyledi. Hakikaten buldum da. cümle olarak "normal insan kurgudur." hâlâ kayıp olsa bile, bir yerden başlamak lazım.
    İlgili bölüm;

    (Soru: C. Bojunga ve R. Lobo)

    — Azınlıklardan vs yana olmak hümanizma değil midir? “Hü­manist” terimini korumalı mıyız?

    — Eğer bu mücadeleler, on sekizinci yüzyıl düşüncesinde oluş­tuğu biçimiyle insanın belirli bir özü adına sürdürülüyorsa bu mü­cadelelerin kaybedildiğini söyleyebilirim. Çünkü bu durumda soyut insan adına, normal insan adına, bir dizi iktidarın çökeltisi olan sağlıklı insan adına sürdürülmüş olurlar. Eğer bu iktidarların eleş­tirisini yapmak istiyorsak, bunu, bu iktidarlardan yola çıkarak inşa edilmiş olan insan fikri adına yapmamalıyız. Kaba Marksist olarak bütünlüklü insandan, kendisiyle barışık insandan söz ettiğimizde neyi kastediyoruz? Normal insan, dengeli insan. Peki, bu insanın imgesi nasıl oluştu? Psikiyatrik, tıbbi bir iktidar, “normalleştirici” bir iktidar ve bunun bilgisi sayesinde. Bir hümanizma adına siyasi eleştiri yapmak, karşısında mücadele ettiğimiz bu şeyi mücadele silahına yeniden dahil etmek anlamına gelir.

mesaj gönder