1. başbakanlık aile araştırma kurumu'nun araştırma sonuçlarına göre de aile içi şiddete maruz kalanların % 80'i "yapacak fazla bir şey olmadığına" inanmaktadır. çaresizliğin kabulü anlamına gelen bu durum ülkemizde aile içi şiddete maruz kalanların henüz yeterli ekonomik ve sosyal destekten ne derece yoksun olduğunu göstermenin yanı sıra şiddetin yol açtığı psikolojik etkileri de ortaya koyuyor.

    şiddet gören kadın,

    korkar: korku, şiddet mağduru kadının en baskın duygusudur. korku uyku düzenini etkiler; uykusuzluk ve kabuslara yol açar. bu safhada kadın yardım almayı ister ama erkeğin müdahale eden kişilere de zarar vereceğinden korktuğu için şiddeti gizleme eğilimine girer.
    benlik saygısını yitirir: sürekli şiddete uğramanın en belirgin sonucu kendine saygının düşmesidir. kadın kendisine takılan "çirkin, aptal, beceriksiz, kötü anne, pasaklı …" gibi sıfatları benimsemeye başlar. yaşamı üzerinde kontrolü kaybetme duygusu yaşar ve karar vermekte zorlanır.
    baskıyı içselleştirir: bir kişinin kendisinin daha önemsiz olduğuna ve kötü davranılmayı hak ettiğine inanması, karşısındaki kişinin şiddet uygulamaya devam etmesini kolaylaştırır. bu durumda kadın kendisinde bir hata olduğunu kabullenir.
    kendini suçlar: şiddet gören kadın sıklıkla kendini suçlar ve erkeği şiddet uygulaması için tahrik ettiğine inanır. şiddet uygulayan erkeklerin neredeyse tamamının iddiası da budur. "neden ille dayak aranıyorsun?" "dediğimi yapsaydın dayağı da yemezdin?" kadın elinden geldiğince erkeğin istediği gibi davranmaya gayret eder. oysa şiddetin kadının davranışları ya da kişiliği ile bir ilgisi yoktur.
    karmaşık duygular hisseder: saldırgan eş her zaman saldırmaz. uzun aralıklarla sevecen ve ilgili bir koca olabilir. bu durum kadında karmaşık duygulara yol açar. şiddet yüzünden evliliğini bitirmek istemez. öte yanda gelecek kaygısı da duyar.
    yalnızlık çeker : şiddet gören kadın, çocuklarının ve yakınlarının güvenliği için sessiz kalmayı tercih edebilir. içinde bulunduğu durumdan utanır ve başkalarından yardım isteyemez. ayrıca kocası arkadaşları ve ailesi ile görüşmelerini de kontrol ettiği için toplumsal desteği azalır. içine düştüğü yalıtılmışlık duygusu durumunu gerçekçi bir gözle değerlendirmesini engeller. böylece erkeğe olan bağımlılığı artar.
    eşinden umudunu kesmez: şiddet mağduru kadın içinden sürekli erkeğinin bir gün değişeceği ve hayal ettiği gibi biri olacağı umudunu taşır.
    duygulanım bozukluğu yaşar: şiddet mağduru kadında duyguların ani değişimine,- ağlarken gülme, gülerken öfke patlamasına -sıklıkla rastlanır.
    kızgındır: şiddet gören kadın kızgınlığını genellikle şiddet kaynağına değil başkalarına -örneğin çocuklarına yöneltir. şiddetin gerçekleştiği anlardan yıllar sonra bile kadının içindeki kızgınlık canlılığını koruyabilir ve hafif bir kışkırtmayla öfkesini başkalarından çıkarır. kadının intikam alma isteği öylesine güçlü bir hal alabilir ki tüm yaşamını bir bulut gibi kaplayabilir.

    sözü edilen etkilere şiddete maruz kalan erkeklerde ve çocuklarda da rastlanabilir.

mesaj gönder