ilker şaguj

Kimdir?

ilker şaguj [hatay-reyhanlı, 1989] kafkas üniversitesi rus dili ve edebiyatı bölümü’ne iki yıl devam ettikten sonra ankara üniversitesi italyan dili ve edebiyatı bölümü’nü bitirdi. şiir ve yazıları bireylikler, underground poetix, siber gnosis, japonya, şerhh, kargış, natama, panoptikon, marşandiz gibi dergi ve fanzinlerde yayımlandı. hulki aktunç firak sözlüğü, bir yusuf masalı sözlüğü (ismet özel) ve dönüşsüzün selinde sözlüğü’nü (mehmet mümtaz tuzcu) hazırladı.

şiir:
musap [2013], kış algını [2017], bostandaki pırlağuç [2018]

sözlük:
metin eloğlu sözlüğü [2015], sonu zor sözlüğü (mustafa irgat) [2016]
  1. arkalı önlü nanay

    mersin ağacının meyvesine gel hambeles de

    ben sıkıntımı toynaklara ve takıntılara böldüm
    olur a atlar jokeylerden ve hurdacılardan kurtulur diye
    en meşhur koku markası terdir
    evlerin damına ulaşan asmalara nasıl
    toplanırsa kuşlar yazın
    ne düşse yere istisnasız benim
    elimi tutmalısın çünkü kesmeyeceğim saçlarımı
    batacak olsa elimi her attığımda
    nurhayat inekler ve zürafalar hiç bitmesin
    bitmesini istemediğin şeyleri bana bak
    sen de elime tutuştur

    bütün kapılar yumruklandı az önce
    ikimizden biri bu yana doğru geliyor
    kuşlardan beklemezdim
    kimse kuşlardan böyle şeyler beklemez
    kuşlar sağ salim indiriyorlar kepenkleri

    benim dişlerimde susam kalır nurhayat illa kalır
    dişlerimin arasındakileri temizlemekten yediğimin tadını çıkaramam ben
    dünyayla aynı boynuzun üstünde olduğumu anlayınca
    dalmış gibi yaptım bir yere ki beni gördüklerine şaşırmasınlar
    ruh deneni cimnastikten imal edilmiş sanıyorlar
    ne bahsetseler cıpcılız ya dopdolu fış

    koca bir çimdiğin gülmesini görsem
    ver elini ta yokuş başına
    kulağım sinik sinik çınlarsa da sütü mayalayamamış biri
    çokça andım ne oldu iyiliği hep dönemeçle çukur
    her yer sofrasının yanından yol geçer
    en emin olduğum şey
    her inananın evinde bir mushaf
    benim ağzım koksa da bayatlamam ben
    hırs ve müzakere toplantısına buyruluyorum
    belim melim sırf hamur
    ekmeğine rutubet sür uyursun

    darbesi sillesi mi kaldı oldum bittim utancımdan mosmor
    bir kız elimi tutsa çobanoğlu aklımı alıyor ya o da göynümü
    bana parmaklarım mı ne kalıyor

    her zırnığa cümbüş tamtamı kenef yaptım
    zor sarkışlar için tünemedim çıkara
    dikini sorun birine şu yolun -kestirmesi olmayıversin-
    ricaymış özürmüş sevdiğimden gelmesin
    bassalar da olur ha bire ayakkabımın topuğuna
    kılsa kıl tozsa ağaçsa önümü göremezsem hepsi bir
    hızlı koşayım derken pır
    aşağı atlayamam aşağısı dümdüz
    hırç hurç ediyor kement ve korucuyla şerif bir etmez
    atlar ve kızlar en birinci savaş aleti
    içime atlet giymemişken sırtım olduğuna inanmıyorum
    pırtıp hilleniyorum sürüden
    dargınlığın çaresi de hediyesi de yoktur
    dıbık dıbık güz olmamıştır hiç boku çıksın

    savaşa gidiyorum nurhayat
    cephede herkes diğer tarafa nişan yüzüğünü fırlatıyor

    aralık '12

    (bkz: kış algını)

mesaj gönder