1. büyük, kavrulmuş soy kırlar gelir aklıma hep, hep tükenince insan dayanıklığım
    ağır bakır kalkanlarımızla, demir kargılarımızla döğüşüp döğüşüp geri çekilince
    yorgun kollarımın en genç bir yerlerinde bir kan şeritleri akmaya ince ince
    başlar yeni sulara kadar, hızla zamana, körlüğe, kötülüğe kutsal tutsaklığım

    nedir senden başka kurtardığımız bu dengesiz savaştan, bu yağmadan nedir
    senden gayrı, ey, bir içimi genç ormanları yüzyıllığa büyüten diri su, senden
    eskimeden, küçülmeden; mutluluktan, özgürlükten, kuşakları birbirine düğümleyen
    bir kadını, bir sesi, bir suçu, bir şeyi en çok o şey yapan güç yalnız sendedir

    seni arayan sular, seni kışlar, seni adamlar, seni sonunda bozulmuş ordularım
    sanki ay dökülür diri balıklara, sanki gümüş şeyleri güneşler güneşler ışıtır
    yorgun kuşamlarımla, kanlarımla, gelirim, uzanır senin sabahlı gecene yatarım

    bu donattığım savaş gemileri sana, dokuttuğum bu vurucu ipekliler seni anlatır
    bu senin içindir, sabah ormanlarına, dağlara, balıklı göllere açılan balkonlarım
    sen olmasan, yeryüzünde bu ağaçları, suları, bu büyük kayaları bekletecek ne vardır

mesaj gönder