1. şu sıra gündemi en meşgul eden konulardan biridir. hiçbir köşe yazarı kesin geçer ya da geçemez demiyor, fırtına öncesi sessizlik hakim doğrusu. istediğiniz kadar kemalist olun ama hdp'nin geçmesi herkes için hayrına olacaktır.

    barış süreci başladığından beri, şehit haberlerinin ortadan kalktığı aşikar. bu işin demokrasi ile, masa üzerinde hallolanacağını anladık gibi sanırım. fakat son bir kaç aydır bu süreç de, tıkanmaya doğru gittiğini görüyoruz. bu duruma da kilit olabilecek en büyük etken, seçimler gözüküyor. seçim sonuçlarına göre bu tablo şekillenecek. eğer ki barajı geçerse, kazanacağı sandalye sayısının yanında, akp'den azaltacağı sayı ile muhalefet, yani demokrasi adına daha dengeli bir durum ortaya çıkacak. bunun için cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 600.000 oy daha kazanması söyleniyor. yine bahsedilen 55 sandalyeden ziyade daha az alacağı söyleniyor fakat sayı ne kadar olursa olsun kendilerini ifade etme imkanı bulunacak. şu an ana muhalefet denilince akla gelen, chp ve mhp'nin ne kadar bunu başardığı ortada. ayrıca demirtaş'ın gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olsun, gerek genel çıktığı programlardaki demeçleri olsun herkesi tatmin eder durumda. yanlış noktaları yok mu, elbette var, ayağa kalkıp erdoğan'ı alkışlaması gibi. fakat kürtçülük kılıfından biraz uzaklaşıp, seçmenleri kendine çeken sosyal politikalara, kadın hakları, lgbt hakları, işçi hakları vs, konulara daha fazla ağırlık verip, bunların da temsilcisi olduğunu göstermesi gerekiyor.

    ola ki barajı geçemez ise, akp'nin kuracağı hegomonyanın dışında maalesef geçen gün ahmet türk'ün yaptığı, 'barajı geçemezsek kendi kaderimizi tayin ederiz' sözünden anlayacağımız gibi tekrar silaha sarılınacak gibi duruyor. tabi bu durum, onlardan korkup onlara boyun eğme olarak algılanılmaması lazım. kürt sorunu vücudunda çıkan irinli bir yara gibi. ne kesip atabiliyorsun ne de o yara ile yaşayabiliyorsun. tek çare var, o irini akıtıp yarayı düzeltmek. gördüğümüz gibi 30 yıldan beri iki taraftan da onbinlerce insan ölmekte ve ateş kendi yerimize düşene kadar izliyoruz. ne kürt ne de türk olarak değil, bu ülkenin vatandaşı hatta bu dünyanın vatandaşı olarak birbirimizi dinlemeli, sağduyulu olmalı ve bu durumlardan fırsat yaratmaya çalışanlar izin vermemeliyiz.

mesaj gönder