1. başlığı çeşitli kanalında açtım. çünkü bu dilsiz uşak bir kişi değil. bir şey. kendisini genellikle patron masalarının arkasında ya da devletin yüksek makamlı odalarında görebilirsiniz. hiç sesini çıkarmadan öylece durupdurur. boş bırakmazlar kendisini tabii. kırışmasın diye kıymetli ceketlerini asarlar üstüne.
    neyse işte. bu dilsiz uşak eşyasının ismi hep komik gelmiştir bana. arada bir cümle içinde kullanırım, bazan birilerine ne dikiliyorsun öyle dilsiz uşak gibi diye sataşırım bile. artık ne zaman nerede bahsi geçtiyse bir arkadaşım bu uşağa gizli hisler beslediğim gibi bir kanaat oluşturmuş kendince. bir misafirliğe geldiğinde takmış bunlardan birini koluna, hediye getirdi. ve lakin benim makam masam yok ki. hem uşak nedir allasen, ben kendi işini kendi gören bununla da övünen biriyim. nitekim iki ay önce kendi saçımı bile kestim. dilsiz kuaför olsa giderdim belki de bunların çenesinden illallah dedim. netice itibariyle eşek traşı ama insan içine çıktığımız yok nasılsa. uzar yine.
    hah dilsiz uşak, hiç hazetmedim kendisinden, evin en uzak köşesinde hiç kapanmayan bir kapının arkasına gizledim, cezalı gibi duruyor orada. ayda yılda bir tozunu alıyorum. neyse ki ssk, yol, yemek talebi yok. yoksa çoktan yol vermiştim.

mesaj gönder