• youreads puanı (9.00)
  1. kurtlar vadisi dizisindeki dönüm noktalarından biridir bu sahne. ayrıca umut tabak'ın da sesiyle damga vurduğu bir sahnedir. evvela olayın arka planı:

    !---- spoiler ----!

    kurtlar konseyi'nin istanbul'daki çetelerin başına sefir atadığı süleyman çakır'a, konsey üyelerinden testere necmi'nin gaz verdiği cerrahpaşalılar çetesinin önde gelen ismi halit biat etmez. tanışma toplantısına halit abisini temsilen gelen ve olay çıkaran cerrahpaşalı metin, çakır'in ortağı ve dostu polat alemdar tarafından boğazlanarak öldürülünce cerrahpaşalılar ve çakır'ın çetesi arasında savaş başlar. bu esnada polat'ın halit'in haplarına el koyup temiz toplum adına yok ettirmesi çakır hanesine bir eksi olarak yazılır. sonuçta konsey lideri baron mehmet karahanlı'nın kalemini kırdığı çakır, testere necmi'nin azmettirmesiyle cerrahpaşalı halit tarafından öldürülür. polat boş durmaz, çeteden en güvendiği iki adam memati ve abdülhey'i yanına alarak halit'i ve bu kavgada yan rol - figüran - seyirci işlevi gören beş çete liderini (ki tamamı kurtlar konseyinin sokak gangsterleridir) öldürür. bilahare doğrudan bu alt birimlerden ve infazlardan sorumlu, ayrıca konseyin en acımasız üyesi olan testere necmi'nin evine gelerek ona meydan okuyan polat, çakır'ın konsey üyesi kayınpederi laz ziya'nın keseceği cezaya hazır olmasını testere'ye söyler, ölümden korkmadığını da ispatlar.

    bu olaylar, polat alemdar'ı mafya âlemine sızdırarak yeraltı dünyasını içerden fethetmeye çalışan kgt başkanı, kurt ajan aslan akbey'in tepkisini çeker. ikili de bu sahne boyunca çatıda bu konuda kavga etmektedir.

    !---- spoiler ----!

    diyaloga gelirsek:

    !---- spoiler ----!

    polat: belliydi satacakları… bedo’ya çok ağır gelmişti kurşunlanmak. hiç ateşin ortasında kalmak istemiyorken kendisini bizden taraf buldu.
    aslan bey: fethi?
    polat: en tehlikelisi oydu. ben en çok ondan hamle bekliyordum. aslında fırsatı olmadı. biraz daha iyileşmeyi bekliyordu ama… nasip.
    aslan bey: yarım bırakmanı tasvip etmemiştim zaten. adamı kötü aşağıladınız.
    polat: aşağılığın önde gideniydi de ondan.
    aslan bey: demir’i niye vurdun?
    polat: 10 bin dolar vermemek için halit’in yeğenini satan adam, bizi kaça satardı sence?
    aslan bey: üstün?
    polat: (sinirlenmeye başlıyor) gözüm tutmamıştı!
    aslan bey: faris?
    polat: tipini sevmemiştim!
    aslan bey: ne oluyor aslanım? ne tribe girdin? karşında sorgu yok.
    polat: o zaman sorgulama!
    aslan bey: halit ne anlattı?
    polat: çakır’ı nasıl tuzağa düşürdüğünü…

    (araya başka sahneler girer)

    aslan bey: sonra?
    polat: sonra testere’ye gittim.
    aslan bey: sebep?
    polat: mektubu adresine iade etmek için. (sinirler iyice gerilmiş, aslan amca baştan beri gergin ama polat da iyice sinirlendi artık) kime gitseydim, baron’a mı?
    aslan bey: aslanım sen iyi misin?
    polat: değilim!
    aslan bey: belli.
    polat: lütfen yine yukarıdan konuşmaya başlama!
    aslan bey: sen aklınla hareket etmiyorsun. hislerinle hareket ediyorsun! bana bir tek sebep söyle. testere’ye gitmek için bir tek sebep!... ya da boşver sebebi! ne elde ettin? ne elde etmeye gittin, ne elde ettin?
    polat: lütfen… evet haklısın. iyi değilim.
    aslan bey: ne konuştunuz testere’yle?
    polat: laz ziya’ya çakır’ı öldürdüğünü ve cezasına razı olduğunu söylemesini istedim.
    aslan bey: testere’den?
    polat: evet!
    aslan bey: aslanım sen iyi değilsin demiştim ama, sen kafayı yemişsin! bunun iyilikle kötülükle alakası yok! sen projeyi bitirmek istiyorsun!
    polat: nasıl bu sonuca vardın merak ediyorum.
    aslan bey: bak aslanım! bir: kafana göre bu memlekette mafya babası öldüremezsin! iki: hadi diyelim ki öldürmen gerekti, bunu benden habersiz ve izinsiz yapamazsın! üç: diyelim ki yaptın, konsey üyesi bir kişiyi, ki bu testere necmi, tetikçileri, gidip alenen âşikârâne tehdit edemezsin! dört: ettin mi? bu iş bitti, geçmiş olsun!
    polat: bir şey söyleyeyim mi? edemezsin dediğin her şeyi ettim. bence de iyi ettim!
    aslan bey: ben de sana bir şey söyleyeyim mi? her şeyin içine ettin!

    (araya başka sahneler girer, diyalog devamla)

    polat: (artık iyice sesi yükselmiş) ne yapmışım içine edecek? kalkmışsın bana, altı tane ciğeri beş para etmez adamı niye öldürdün, yedincisini niye tehdit ediyorsun diyorsun! sen kimden yanasın aslan bey?
    aslan bey: çizmeyi aşma! benim yanım da belli, yerim de… ben devletim! sen de devletin için hizmet ediyorsun!
    polat: çizme kanla dolup taşmış, sen bana boğul diyorsun… yok öyle bir devlet hizmetkarını kana boğdurtacak!
    aslan bey: millete kestiğin raconu bana kesme! bana sökmez! sen mafya babası değilsin! devlet görevlisisin!
    polat: neye göre?! kime göre?!
    aslan bey: bana göre, sana göre!
    polat: bak aslan bey! ben mafya babasıyım, kabul et bunu. mafya babası! ve şunu unutma: sen beni mafya babası yaptın!
    aslan bey: ve ben sana diyorum ki yanlış yapıyorsun!
    polat: doğrusu neymiş?
    aslan bey: yaptığın ve yapacağın her şeyde bana karşı mesulsün. benim bilgim, emrim, iznim olmadan, kimseyi öldüremezsin, öldürtemezsin! senin ardından dosya kapatmakla uğraşamam ben!
    polat: başka işin mi var?! ben öldüreceğim, sen gömeceksin! işimiz bu!
    aslan bey: ben sana böyle mi öğrettim işini?
    polat: bana her şeyi öğrettin. savaşmayı, strateji üretmeyi, karar vermeyi, kararı anında uygulamayı… mükemmel bir hocasın. ama kabul et: öğrencin de mükemmel! hocaaaam! boynuz kulağı geçti, kabul et! (biraz es verir) ben o ameliyathanede karar vereceğime senin yanına koşturup gelseydim, ne olacak diye sorsaydım, bugün her şey çoktan bitmişti! kusura bakma, bu sefer doğru kararı ben verdim! nasıl sen bu vadiye beni sokarak doğru bir karar verdiysen!

    (arada başka sahnelerden sonra devam)

    polat: sana bugüne kadar bir tek şeye olmaz yapamam dedim mi? hangi operasyonu verdiysen, üstesinden geldim! ama ben robot değilim, ben etten kemikten bir adamım! senin gibi antrenör değilim, sahanın içindeyim. her attığım çalımdan sonra kulübeye dönüp bakarsam top oynayamam aslan bey!
    aslan bey: bu maç değil, satranç! devlet top oynamaz, ama satranç oynar.
    polat: ne korkuyorsun? hesap vereceğin yerler mi var?
    aslan bey: devlet yeri geldiğinde hesabını sorar!
    polat: sen de verirsin!
    aslan bey: sen kimsin lan benimle böyle konuşuyorsun?
    polat: ben polat alemdar’ım, ali candan değilim!şizofreniden kurtuldum, sen de kurtul! öldü, anladın mı, öldü! artık bunu kabul et! en azından elif kadar kabul et!
    aslan bey: her şeyi kabul ederim. ama yanlış yaptığın şeylerin arkasına sığınıp, duygu sömürüsü yapmanı asla!
    polat: benim duygum muygum yok lan! sen duran emmi’nin karşısına geçip, silahı doğrultup, nasıl kafasına sıktıysan ben de devletin bekası için yapmam gerekeni sonuna kadar yaparım, o kadar! ne duygusu?

    (yine kesme, sonra tekrar çatıya dönüş)

    polat: sen beni aptal mı zannediyorsun? aklın sıra gizli iş çeviriyorsun. ben senin öğrencinim! ben de senin kadar bilirim sır kaç kişinin arasında kalır.
    aslan bey: sen bu işin altından kalkamadın evlat… maalesef ilk defa beni hayal kırıklığına uğrattın.
    polat: benimki ilk, seninki son değil…
    aslan bey: yeter!
    polat: yetmez! beni sen konuşturdun! hep bir bildiğin vardır diye, kaç gece avundum, biliyor musun? ama öğrendim ki bildiğin tek şey hesap sormakmış!
    aslan bey: benim bildiklerim olmasa sen buralara gelemezdin.
    polat: şimdi de beni mafya babası yaptığın için övünüyor musun?
    aslan bey: nankörlük etme! seni bu devlet okutmadı mı? yetiştirmedi mi? ben senin arkadaşını da biliyorum. otuz senede ilerleye ilerleye, teypten müzik seti tamir etmeye ilerledi!
    polat: ne olacak?! ben de babamın yanında kitap satardım. oturduğum yerde hikmet’le vatan kurtarırdık. arada bir de sen gelirdin işte. ne olacak, ne fark ederdi? bana üstün hizmet madalyası verecektin de vaz mı geçtin?

    aslan bey: vazgeçtim… bitti… buraya kadar… kurtlar vadisi operasyonu bitmiştir!
    polat: ölüleri mi dirilteceksin?
    aslan bey: belki dirileri öldürürüm!

    (kaç oldu kesme?)

    aslan bey: kendine ülke seç. tatile çıkacaksın. sen gittikten sonra ben karar vereceğim dönüp dönmemene.
    polat: başka?
    aslan bey: bugüne kadarki hizmetlerin için teşekkür ederim. ama buraya kadar…
    polat: ne kadar, nereye kadar, bundan sonra ben karar veririm! operasyon bitti mi? devlet görevi de bitti! seninle bağım da bitti!... ama şunu unutma: ben hiçbir işimi yarım bırakmam aslan amca!

    !---- spoiler ----!

    dizi fanatikleri, hâlen bu sahnede kim haklı diye tartışır. kimi polat'ı fazla duygusal bulur, kimi de aslan akbey'i fazla ruhsuz... benim fikrim şöyle:

    !---- spoiler ----!

    kanaatimce aslan amca operasyonun başarısız olmasından korkmaktan çok, olayı egosuna yediremiyor. yoksa polat'ın ne çakır'ın intikamı için halit'i öldürmesini, ne de ileride ayakbağı olacak (hepsi kaypak olduğu gibi konseyi dinleyip polat'a karşı savaşa girebilirler) beş babayı öldürmesini reddetmez. "bana sormadan neden iş yaptın" diye kızması bundan, sakin kafayla düşündüğünde polat'a hak verir. zira polat o inisiyatifi almasa cerrahpaşalılar ve diğer çetelere karşı süleyman çakır çetesinin diz çökmesi kesinleşecek, polat'ı âlemde kimse sallamayacaktı. zaten aslan bey de o konuda "naptın ya, sıçtık şimdi" falan demiyor, tansiyonu asıl testere kısmında yükseliyor. asıl korktuğu olay olan, testere'ye posta koyma sahnesindeyse daha sonra haklılığı çıkıyor ortaya. zira testere polat'ı konsey gündemine getirdiği vakit tam karahanlı onun kalemini kıracakken laz ziya "durun siz kardeşsiniz" modunda "polat'ı meral'le nişanladık, bir damadımı da sizlere yem etmem" diye araya girince polat'ın canı kurtulmuştu. az daha okkanın altına gidiyordu yani... bazıları bu konuda "fena mı oldu, doğrudan konseyin ilgi alanına girdi işte" diyorlar, yanlış çünkü kendisi zaten testere'yi yeterince tehdit etmiş, konseyin ilgi alanına da daha şevko cinayetinden sonra girmişti.

    velhasıl polat bu saatten sonra aslan amcayı sadece "abisi" olarak ("sen amcasın ben babayım" derdi) tanımış, ama başına buyruk da olsa ondan aldığı misyonla hareket etmeyi sürdürmüştü. aslan amca da tüm saygısızlığına rağmen polat'ı gördükçe göğüs kabartırdı...

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder