1. trabzon'dan tüm türkiye'ye yayılan alkolsüz lüks balıkçı zinciri.

    fevzi hoca diye bilinen patronu aslen öğretmendir. eğitim enstitüsü yıllarında ek iş olarak h. avni aker stadında köfte ekmek satarak gıda sektörüne giren fevzi hoca, zaman içinde balığa geçmiş, balığın ünlü ekurisi rakıdan uzak duran mekânı da başta recep tayyip erdoğan olmak üzere akp kurmaylarının sıkça rağbet ettiği bir yer olmuştur. nitekim ankara şubesi, daha sonraki yıllarda "külliye" diye anılan sarayın yerinde, orman bakanlığı lojmanlarının içindeydi. burayı kiralamalarında da yukarıdan kolaylıklar sağlanmış olabilir mi, olabilir.

    iktidarın yoğun ilgisine rağmen tüm siyasi kesimlerden önemli müşterileri vardır. restorandaki "ünlü müşterilerimiz" köşesinde baykal'ı da görmüştüm kılıçdaroğlu'nu da diyeyim de anlayın. birkaç kere özel günlerde burada yemek yerken önemli isimlerin geldiğini hatırlıyorum. bir keresinde bir bakanla "afiyet olsun"laşmıştık (kendisi çıkarken biz giriyorduk), bir defa da asker bülent'i(*:bülent uygun) yemek yerken görmüştüm. garson "imza isterseniz yardımcı olalım" dese de yemek yerken rahatsız etmek istemedim(*:swh).

    sık sık ulusal medyada reklam yapan fevzi hoca'nın el broşürleri gazetelerden tüm yurda dağıtılıyordu. bunlarda yazan şeyler şöyleydi:

    " balığın taze mi diye sormayın, bütün balıklarımız taze ve günlüktür, ertesi güne kalan balıkları çalışanlarla yiyoruz".

    " balığa limon sıkan müşterileri gördükçe uşaklarıma kurşun sıkılmış gibi oluyorum, taze balığa limon sıkılmaz güzel kardeşim".

    ayrıca müşterilerin sevdiği yemekler de yazıyordu. örneğin "sergen yalçın neden trabzonspor'da bir şey yapmadı" sorusuna "haftada 2-3 kez geliyor, bir oturuşta 4 kişilik mezgit götürüyordu, müşteri memnuniyeti açısından bir şey diyemezdik ama giray hoca(*:giray bulak) "ben zayıflatıyorum sen kilo aldırıyorsun" diye kızardı" cevabını vermiş (tüm bu anıları gazetelerde de yazmış, basit bir google aramasıyla bulunabilir).

    yemeklerine gelirsek, mezgit tava ve kalkan en çok tutulan yemekleriydi. ara sıcak niyetine kaşarlı karides, tatlı olarak da laz böreğini (ki börek diye tatlı olmasına çok şaşırmıştım) severdim. akçaabat köftesi de yapıyorlarmış ama daha ziyade balıkçı olarak bilindiği için biraz geri plandaydı.

    saray yapıldıktan sonra taşındıkları yereyse hiç gitmedim. hatta ankara şubeleri faaliyette mi hâlâ, onu bile bilmiyorum.

mesaj gönder