oje


  1. az önce bordo oje sürüyordum ve koyu renkli ojeleri sürerken hala ne kadar dikkatli davrandığımı fark ettim. yok taşmasın, yok tırnağımın her köşesini boyamayayım da güzel dursun, tonu nasıl oldu çok mu açık bi kat daha süreyim mi? falan filan işte.

    sonra aklıma annem geldi. acayip süslü bir çocuktum ben. her dışarıya çıkarken, o kendine oje sürerken ellerimi uzatır bana da sürmesini isterdim. bir de küçücük tırnaklar, büyüyünce öğrendim ki küçücük tırnaklara oje sürmek çok uzun sürmese de kolay olmuyormuş. fırça biraz büyük kalıyor :) taşırmayayım o küçük tırnağı diye uğraşmalar, sonra alınan ojenin o tırnağa fazla gelmesi. yine de çok tatlı oluyor küçük bi çocuğun tırnaklarına bakıp çok güzel olduğunu düşünüp gülümsemesi, mutlu olması.

    neyse annem hiç bir kere itiraz etmedi ben ellerimi ona uzatınca her seferinde acelesi, acelemiz olsa bile sürdü o ojeyi ve beni gerçekten mutlu etti. şu an hala oje sürünce mutlu oluyorum. neyse sonra çok duygusallaştım. bir de o zaman hep şey derdi: "yaşlanıp saçlarım beyazlayınca, ellerim kırışınca da sen bana kırmızı oje sür olur mu? ben süslü bir yaşlı kadın olmak istiyorum."

    bir de annemin bir arkadaşı vardı. şey derdi: "tırnaklarının kenarlarına değil ortasına fazla sür, tırnaklarını daha ince göstersin." ya şu an tamam da küçücük çocuğum ellerim ve tırnaklarım minicik zaten neyin inceliği^:swh^

mesaj gönder