1. üniversite 4. sınıf, hala yurtta kalıyorum, yakın arkadaşlarımdan biri erasmusla avrupanın bir ucuna gitmiş çok lazım gibi. aklım onda içten içe üzülüyorum falan. yurtta arkadaşımın da canı sıkkın hadi dedik bi yere gidip oturalım çay falan içelim.
    giderken yolda ben bir sigara alayım dedi büfeye uğradık, halbuki ikimiz de sigara içmiyoruz o sırada. arkadaşım lisede bir ara içmiş ama ben daha önce bir nefes çekip kendi nefesimle boğulmuştum.
    neyse gittik oturduk kafeye, bir arkadaş daha vardı o da geldi. morali bozuk olana faydası olacak sanki, bakayım ben de bir deneyeyim falan diye sigara içmeyen üç insan içtik o gün.
    başlama günü bu ama aylar boyu toplamda üçümüz bir paketi içmedik hani.
    sonra ne oldu biz üçümüz eve çıktık. meğer bizim eksiğimiz evmiş. canımız sıkıldıkça sigara içer olduk. tabii o sıra okulu bitirme, tez yapma, bi yandan üçümüz de çalışıyoruz iş falan sıkıntısı var. arttıkça arttı bizim balkon muhabbetleri.
    sorsan hala üçümüz de içmiyoruz. ama bırakmıyoruz da. hani o toplumda oluşan "sigara içen dertli sıkıntılı insan" profili var ya o işte oturmuş bilinçaltına. hangimizin canı bişeye sıkılsa soluğu balkonda alıyor diğer ikisi de arkasından.
    yazınca farkettim bildiğin can sıkıntısından başlamışız sigaraya. başlamayın, saçma.

mesaj gönder