• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.70)
Yazar platon
devlet - platon
platon, felsefenin klasik yapıtlarından biri olan devlet'te, bugünkü üniversitenin öncülü sayılan akademia'nın kurucusu ve hocası sokrates'i konuşturduğu diyaloglarla ideal devletin nasıl olacağını anlatıyor. platon'un insanların mutlu olduğu bir bir devlet ütopyasını anlattığı 10 kitaplık devlet, aynı zamanda "mutluluk felsefesi" üzerine yazılmış bir metin olarak da kabul edilir. günümüzdeki devlet felsefesi konusunda en temel kaynaklardan biri sayılan devlet, bir dost evinde yapılan felsefe toplantısındaki konuşmalardan, tartışmalardan oluşur.platon'un kanaatkâr işçi sınıfının üreterek maddi ihtiyaçlarını karşıladığı, cesur bekçilerin güvenliği ve dışarıya karşı devletin varlığını savunduğu, bilge yöneticilerin yönettiği bu ütopya devletinde her sınıf erdemlidir.devlet'te, adalet, iyi-kötü, doğruluk, eğitim ve gücü, eşitlik, güçlülük ve haklılık, yöneticilik, mutluluk, zenginlik, sanat eğitimi, yasaklar, müzik, beden eğitimi, devletin ne olduğu ve değerleri, devlet biçimleri, devlette kadın-erkeğin rolleri ve eşitliği, çocuk eğitimi, filozofun ne olduğu, filozofların bozulması, demokrasi, insan gibi onlarca konudaki insanlık durumunu okuyoruz.(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. platon'un devletindeki en önemli sorun -ki bu felsefenin temellerindeki en büyük sorunlardan biri olacağı ve dolayısıyla modern çağda ben ve zihin tasarımının cinsiyetsiz olmayacağı anlamına gelmektedir- erkekliğin 'ontolojik' olarak ele alınıp alınamayacağıdır. varlığın ne olduğu sorusu ve insanlığın ne olduğu sorusu genellikle politik ve dolaylı olarak da pratik sorunlarla bütün olarak algılandığı için, erkek olma durumu kavramsallaştırılmış bir halde çıkmaktadır karşımıza. yani, atfedilen ve varlığı sorgulanan her şey özünde evrenselleştirilmiş bir erkeklik platon'un devletinde. logos, eril ve analizi de yalnızca aynı erkek olma haliyle gerçekleştirilebilir, çünkü akıl yaradılışı ve işleyişi dişi olandan bağımsızdır; bağımsız çok masum bir kelime zira kadın yok aslında. hatta timaios diyaloğunda platon, kadın bedeninde dünyaya gelmenin ruh için aşağı bir şey olduğunu söyler; kontrol babadadır ve kadın belirsiz bir alanda bulunur. platon erkekliği rasyonel olanla ilişkilendirir ve rasyonel/erkek olan, yönetme gücü ve iktidarla özdeşleşir -platon'un cinsiyetçi hiyerarşisi bu şekildedir.

    tam da şu noktada platon'u tokatlamak- daha da kötü şeyler geçse de insanın içinden- gerekiyor, ama gelenek buna izin vermiyor çünkü kendisi oldukça eril ve sorgulanamaz bir otorite. felsefenin temelleri aslında bu denli çürük; antik yunan bizim sandığımız kadar 'yunan' olmasa da oldukça 'antik' bu açıdan. bedenin zihin tarafından bu şekilde yorumlanması sonuçta bugünkü eril akılsallığın dallanıp budaklanmasına ve yer etmesine sebep oluyor. açık ki, bu sözde evrensel doğrular, doğaya ve rasyonaliteye aykırı olduğunda sorgulama kaçınılmaz. peki, bu metinleri önceleri büyük hazla okuyup, sonraları varlığını sezinleyemeyen kadın ne yapmalı?

    ''baba'' metinlerdeki bu cinsiyetçilik ifşa edilmeli ve tikellikleri göz ardı eden bu logos hedef alınarak, mağara alegorisi yeniden inşa edilmelidir, şayet tüm düşünsel izlek bu alegori üzerinden açıklanmak zorundaysa. bunu başarabilmek için tutulacak, mümkün görünen tek yol da cinsiyetlerin doğallaştırılması olacaktır- 'nötrleştirmek'ten bahsetmiyoruz çünkü nötr bir toplum ya da nötr bir akıl, egemen kabul edilen cinsiyet üzerinden ele alınır, alınmıştır, alınacaktır- tıpkı cinsiyetlerin eşitlenmesinin imkansızlığı savında olduğu gibi. eşitliğin bir ölçütü olmadığından, iki cinsin eşitlenmesi veya cinsler arası bir eşitleme de doğası gereği mantık dışıdır. aynı şekilde, gelenekteki karşıtlıkların önünü almanın tek yolu da budur çünkü platon, yalnızca aklı değil aynı zamanda ruhu da erkeklikle bağdaştırır. yüceltilen ve bir devlet adamı, yönetici olarak başa geçmesi gereken kişi filozoftur ve kendisi pek tabi bir erkektir.

    akıl tasarımı açısından bakıldığında, feminizmin doğuşunu platon sağlamıştır denebilir. özellikle antik metinlerin postmodern okumaları, erkekliğin ontolojik bir kavram olarak ele alınmasına imkan vermiştir.

    platon duysa üzülürdü şüphesiz, fakat biz kendisine çok olmasa da minnettarız.

mesaj gönder