1. yokmuş yaşı!
    burada yazan gençlerin büyük çoğunluğunun yolda görse belki de amca diyecekleri yaştayım. çok şey gördüm, yaşadım, onlarca kadın tanıdım, yüzlerce kez seviştim, binlerce dakika harcadım telefonda ki buna ankesörlü olanlar dahil, güzel kadınlarla kendilerinden daha bile güzel zamanlar geçirdim, çok yalan söyledim, kalpler kırdım, epey ah aldım, aldattım ve muhtemelen aldatılmışımdır da, sevdim ve karşılığında çok ama çok sevildim, dünyanın en güzel kız çocuğuna baba oldum, bazen evi terkettim, bazen de kovuldum, sıkıntıda olduğum anlarda kendimi teslim edeceğim yada kendisine dua ederek rahatlayacağım bir tanrım olsun istedim olmadı, hastalıklar atlattım, ameliyatlar geçirdim, her narkozdan ayıldığımda yanımda bekleyen kadın farklıydı, hepsini sevdim ama bunca yıl sonra şunu fark ettim ki hiç aşık olmamışım!
    yokmuş yaşı!
    halbuki hepsine kendilerini sevdiğimi söylemiştim, çoğuna aşık olduğumu sanarak zaman geçirmiştim. hiç olmamışım ki..iki ay öncesine kadar. filmlerde olan şiirlerde şarkılarda geçen midede uçan kelebekler gerçekmiş. uyanır uyanmaz aklına gelişi, yatmadan önce beraber geçirdiğin en güzel zamanların gözünün önünden geçişi, her telefon çaldığında "mı acaba?" deyişlerin hepsi gerçekmiş.
    yokmuş yaşı!
    araya uzun bir ayrılığın gireceği, yani aslında rüyanın biteceği, beraber geçirilen üç muhteşem günün son gecesi on santim uzağından kırk dakika boyunca izledim dünyalar güzeli yüzünü belki ufak da olsa hata bulurum diye ama bulamadım. gözlerimi kapatıp yüzünün her milimetresinde gezdirdim parmaklarımı dakikalar boyunca belki ayrıldıktan sonra aklımda kalır kolay unutamam diye ama keşke onun yerine daha fazla izleseymişim bana kimsenin o şekilde bakmadığı ve/veya bakamadığı o gözleri.
    yokmuş yaşı!
    ilk kez gittiğim o yerde son kez yaşıyormuşçasına geçirttiği zaman için teşekkür ettim kendisine. ufak bir süre ağladık beraber, o silerken kendi gözyaşlarını ben kıskandım onun parmaklarını benden daha erken davrandı diye. hayatımda bir kadının yanında ikinci defa ağlayışım belki yaşadığımız şeyin zorluğu, sonunun olmamaya daha yakın oluşu, aradaki engellerin bir insanın kaldırabileceğinden daha fazla olduğu gerçeği yada hepsi birden veyahut hiçbiri içindi, bilemiyorum.
    yokmuş yaşı!
    ama şunu çok iyi biliyorum ki; yıllar önce öylesine hayranlıkla, şefkatle, saatlerce, karşılık beklemeden, aşkla birisini izlemiştim ve her hangi bir duygunun hiç bir şekilde o hissin yanına bile yaklaşamayacağını varsaymıştım o gün çünkü izlediğim şey kızımdı ve o gün doğmuştu.
    yokmuş yaşı!
    şimdi yıllar sonra ben birisini neredeyse aynı hayranlıkla izledim, uzun bir zaman göremeyeceğim kendisini ama acısı bile güzel. hiç aklımızda yokken bir de şarkımız oldu son gece ve ben bazen kulaklıkla dinlerken aptal aptal gülümserken yakalıyorum kendimi. umarım herkesin başına gelir.
    xama

mesaj gönder