1. nasıl olduğunu bir tarafa bırakıp bence nasıl olması gerektiğini maddeler halinde yazayım.

    * okul öncesi eğitimin daha sağlıklı yapılması sağlanmalı.

    * öğrencilerin ilköğretime çok küçük yaşta başladıkları ve henüz kasları gelişmediği için yazma konusunda sıkıntı yaşadıkları göz önüne alınmalı. bu yaşta okula başlayan çocuklar, bir yıl sadece okuma çalışması yapabilirler. yazma çalışmaları için yedi yaş daha uygun gibi görünüyor.

    * ilköğretimin birinci aşamasında öğrencilerde not odaklı bir değerlendirme yapılmamalı.

    * ilköğretimin ikinci aşamasının son sınıfında (8.sınıfta) notlu değerlendirmeler daha objektif yapılmalı, öğrenciye her konuda başarılı olduğu duygusu vermekten kaçınılmalı.

    * tüm eğitim-öğretim sisteminde "proje" sözcüğünün anlam içeriğini doldurmayan hiçbir çalışma için bu sözcük kullanılmamalı. 

    * matematik, doğru düşünme yöntemlerini; dil bilgisi, düşüncelerini doğru ifade etme yollarını; müzik, ruhun dengesini; beden eğitimi, bedenin dengesini sağladığı için matematik, dil bilgisi, müzik ve beden eğitimi ilköğretimdeki temel dersler olmalı. 

    * verilen ödevler öğrencinin kendi yeterliliklerini görebilmesini sağlar nitelikte olmalı. 

    * anne-baba veya özel ders öğretmeniyle yapılan çalışmaların amaca uygun olmadığı bilinerek öğrencinin bireysel çalışması ve sorumluluk alması sağlanmalı.

    * ortaöğretimde (lisede) öğrencilerin kendi yeterliliklerine göre seçmeli dersler alması sağlanmalı. öğrenciye "zorunlu seçmeli" gibi bir anlayışla ders seçtirilmesi engellenmeli. meslek eğitimine uygun öğrenciler o alana yönlendirilmeli ama zorunlu tutulmamalı.

    * dokuzuncu sınıf müfredatı kesinlikle hafifletilmeli. tüm derslerin en temel bilgileri kısıtlı ders saatlerinde verilmeye çalışılmamalı. 

    * türk edebiyatı dersinin müfredatı "türk edebiyatı tarihi" içerikli olmamalı. öğrencinin kitap okuması ve okuduğu kitap üzerine konuşabilme, yazabilme yeteneklerinin geliştirilmesi sağlanmalı. türk edebiyatı tarihi ile ilgili bilgi verilmek isteniyorsa da bu program geçmişten bugüne değil, bugünden geçmişe doğru planlanmalı. bugünün edebiyatını bilmeyen öğrenciden divan edebiyatını anlaması beklenmemeli. 

    * dil ve anlatım dersinin konuları ilköğretimden başlanarak işlenmemeli. yıllardır "sıfatlar" sözcüğünü duymaktan dolayı konuyu bildiğini zanneden öğrenciler yetiştirilmesi yerine, sıfatlar konusu ilköğretimde adı hiç kullanılmadan, kullanım alanlarıyla öğrenciye sezdirilmeli, ortaöğretimde ise ayrıntılarıyla anlatılmalı. 

    * her öğrenciye ayda en az bir kitap okutulmalı. ortak kitap okutulabilir ve kitap sınavı yapılabilir. kitap sınavında bile öğrencinin o kitap hakkında bilgi edindiği ve merak edip sonradan o kitabı okuduğu görülecektir. ancak öğrencilerin maddi durumu bu kitapları alabilmek için uygun değilse her öğrenci istediği kitabı okuyup çok ayrıntılı olmasa da kitap inceleme raporu verebilmeli. 

    * kitaplarda kullanılan metinlerde "fırsat eğitimi" anlayışı hakim olmalı. metinler öğrencilerin kendi yeterliliklerini gerçekleştirmeleri gerektiği düşüncesini öğrenciye vermeli. 

    * tarih kitaplarında daha çok anekdot kullanılmalı. tarih ve edebiyat dersleri için sinemanın eşine az rastlanır bir kaynak olduğu unutulmamalı. öğrencilerin kendilerini tarihi bir kişiliğin en yakın dostuymuş gibi kurguladıkları bir çalışma bile konunun daha iyi öğretilmesini sağlayabilir. bir de, tarihin tekerrürden ibaret olduğu klişesinden artık kurtulup her olayın kendi tekliği içinde değerlendirilmesi gerektiği anlayışıyla konular anlatılmalı. 

    * coğrafya dersleri mutlaka coğrafya dersliklerinde yapılmalı. derslikler ders içeriğine göre düzenlenmeli ve güncellenmeli. bim'de satılan iki liralık kabartmalı haritaların bile öğrenciler için önemli bir kaynak haline geldiği düşünülmeli.

    * matematik dersinde başarısız olan öğrenciler için öncelikle ilköğretim matematiği tekrar anlatılmalı. sadece sınıf geçmeye yönelerek, müfredatı yetiştirme kaygısıyla öğrencinin dersten kopması engellenmeli.

    * geometri, doğadan yani dış dünyadan yola çıkılarak anlatılmalı. örneğin, bir köpeğin karşıdan karşıya geçerken insanlar gibi dümdüz değil de yolun hipotenüsünü alarak geçtiği gibi örnekler verilmeli. 

    * fizik, kimya, biyoloji dersleri laboratuvarda işlenmeli. malzeme kullanılmasa bile öğrencinin o ortamda bulunması sağlanmalı. önemli bilimadamlarının güncel konularla ilgili görüşlerine yeri geldikçe değinilmeli. einstein'ın "fikirler ve tercihler" kitabının bu konu için biçilmiş kaftan olduğu söylenebilir.

    * din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde bir tek dine değil, tüm dinlere eşit uzaklıkta bir sistem oluşturulmalı. ahlak kuralları öğretilmek yerine öğrenciler tarafından sorgulanması ve doğru bulunanların kabul edilmesi sağlanmalı.

    * felsefe dersi felsefe tarihi ağırlıklı değil, felsefi sorunlar ağırlıklı olarak, gündemdeki konularla bağdaştırılarak işlenmeli.

    * ortaöğretimde resim, müzik, beden eğitimi dersleri zorunlu olmalı. 

    * ortaöğretimde her öğrencinin etik ve değerler eğitimi alması sağlanmalı.

    * her sene başında yıllık planlar yapılırken disiplinlerarası iş birliği toplantısı düzenlenmeli ve yakın konularda birbirini destekleyici çalışmalar yapılmalı. örneğin, psikoloji dersinde öğrenme konusu ve dil ve anlatım dersinde öğretici anlatım konusu işlenirken iki dersin birbirine atıf yapması beklenmeli. 

    * her öğrenciye dönemde en az bir kez beş dakikalık da olsa sunum yaptırılmalı ve öğrencinin topluluk önünde konuşma becerisi geliştirilmeli.

    * münazara yarışmaları kesinlikle kaldırılmalı. öğrencilerin inanmadıkları bir görüşü savunmaları engellenmeli. bunun yerine, ingilizce derslerinde kullanılan bir yöntemden yararlanılarak öğrenciye bir konunun avantajlarını ve dezavantajlarını içeren çalışmalar yaptırılmalı. 

    * tüm derslerde ve tüm seviyelerde senenin ilk dersinde sunulmak üzere, derslerin gündelik hayatta öğrencilerin ne işlerine yarayacağını anlatan bir sunum hazırlanmalı. 

    * çoktan seçmeli sınav sistemi ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, üniversiteye giriş sınavında bu sistem kullanıldığı sürece dönemde bir sınav çoktan seçmeli sorularla yapılmalı. üniversiteye giriş sisteminden bu yöntemin kaldırılması için gerekli çalışmalar yapılmalı. 

    * öğretmenlerin kendilerini geliştirecek programlara katılmaları zorunlu tutulmalı. her öğretmen her dönemde alanı ve mesleği ile ilgili en az bir eğitime katılmalı. 

    * öğretmenlere en geç beş yılda bir kez kendi alanıyla ilgili sınav yapılmalı. öğretmenin kendini geliştirmesi kaçınılmaz kılınmalı.

    * öğretmenler arasında okul kurallarının uygulanması konusunda tutum ve davranış birliği olmalı. öğrenmenin önce dış, sonra iç disiplinden geçtiği göz önünde tutulmalı. 

    * idarecilerle öğretmenler arasında hiyerarşik bir düzen kurma anlayışı bir tarafa bırakılarak her iki grubun da öğrencilerin kolay öğrenmelerini sağlayacak şeyler için çalışması sağlanmalı.

    * öğretmenlerin "öğreten" değil, "öğrenmeyi kolaylaştıran" kişiler olması sağlanmalı. 

    * öğrencilerin farklı öğrenme biçimleri dikkate alınarak en azından haftada bir ders yeni yöntemlere göre planlanmalı. 

    * öğretmenlerin teknolojiyi iyi kullanmaları sağlanmalı. 

    * her okulun küçük de olsa bir kütüphanesi olması ve öğrencilerin bu kütüphaneden yararlanması sağlanmalı. 

    * okulda en az iki gazete, öğrencilerin ulaşım alanında bulunmalı. öğrencilerin gündemden haberdar olması sağlanmalı.

    * her sınıfta ve koridorlarda pano olmalı. panolar öğrenciler tarafından dönüşümlü olarak hazırlanmalı. 

    * ortaöğretimde öğrenciyi sınıf geçme kaygısından uzak tutmayacak bir sınıf geçme sistemi oluşturulmalı. 

    * derslerde siyasetin dışında kalarak güncel haberler üzerine konuşulmalı ve gündemi takip etmenin önemi öğrencilere sezdirilmeli.

    * okulun bulunduğu şehirde müze, ören yeri gibi yerler varsa her yıl aynı yer de olsa öğrencilere gezdirilmeli. 

    * veliyi bu süreçten uzak tutmadan, evde öğrencinin çalışmasını sağlaması ve baskı kurmadan kontrol etmesi istenmeli.

    * velilerin çocuklarıyla okul ve öğretmenler hakkında kötüleyici konuşmalar yapmaması, şikâyetlerini doğrudan öğretmenlerle paylaşması istenmeli. böylece, öğrencinin okula karşı önyargılı bakışı kısmen ortadan kaldırılabilir. 

    * eğitim, öğretim ve öğrenimin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğu kabulünden hareket edilerek yaşamın her alanında öğrenilecek bir şeyler olduğu bilgisiyle olaylara, durumlara ve eylemlere bakılmalı. 

    ve daha bir sürü şey...

mesaj gönder