1. meseleye yanlış açıdan baktığımız, fakirliği ve cehaleti yücelttiğimiz ve en önemlisi de bunu bir erdem ya da değer olarak sunduğumuz sürece çözümsüzlüğe mahkum olacak konu.

    herkes evinde salça yapabilir, biber kurutabilir yahut nasıl istiyosa öyle -şehirli veya köylü gibi- yaşayabilir, asıl sorun da bu değildir. sorun, türkiye sınırları içinde yaşayan bütün etnik grupların, insanların yaşadığı çevreye uyum sağlamak istemeyi reddetmesidir. sonradan gelinen yere kendi kültürünü getirmesi, getirmesinin yanında halihazırda geçerli olan koşulları yok saymasıdır.

    ben de biliyorum ki, hiç kimse evinden, yurdundan keyif için kalkıp göç etmez.keyif için yapanlar da vardır elbette, herkes istediği yerde yaşayabilir, canının istediğini yapabilir. ancak bazı kurallara da uymak zorundadır.

    ben eğer sıra olmasını bilmeyen insanlar yüzünden metroya binemiyorsam, bisiklet yolunda piknik yapan aile yüzünden bisiklet süremiyorsam, çocuğumu gördüğü her yeşilliğe sofra bezi serip çay keyfi yapan kimseler yüzünden parka götüremiyorsam; üzgünüm ama evet, ortada sosyolojik bir problem vardır ve bu problem çözüme kavuşturulmak zorundadır.

mesaj gönder