1. ben dün gece çok ağladım. boktan bir filmin tek vurucu sahnesine denk geldi gözyaşlarım. zorla evlendirilmek istenen bir kız. hiç de itiraz etmiyordu haline. kahveleri taşıyor, görücünün getirdiği çikolatayı iştahla yutuyordu. doya doya yiyip yutamadığı hayatının iştahını çikolatadan alıyordu sanki. ben dün gece çok ağladım. çünkü sonra amcası kızı kovuyordu sofradan. kız hiç tepki vermeden kalkıyordu masadan. sonra "tak". tek kurşunla vuruyordu kendini. yani öylece, birden bire. evlendirilmesine ses etmeyen uysal kız sofradan çişi gelmiş gibi kalkıyordu, amcası kovmasa işemeye gitti sanırdım belki ben. ama sofradan kalkıyor kendini vuruyordu. sessiz kız pasif direniyormuş. ince bedenini kefenle toprağa koyuyordu amcası. ben en çok da orada ağladım. yana yatmış büyük l harfi gibi uzanıyordum koltukta. üzerimde kedi vardı. bir kedinin yanında ilk kez ağlıyordum. biraz da utanıyordum sanki bu durumdan. kedi yalanmaya başladı sonra. ben önce sanki biraz sevindim benim göz yaşlarımı yalayacak diye. bu duygusal tablo beni daha çok ağlattı. ben ağladıkça kedi daha çok yalandı. gereksiz duygusallığım hayvanı otomatik bir yalama makinasına dönüştürdü. ama hiç yüzümü yalamadı kedi. nice sonra fark ettim, kediyi ıslatacak kadar ağlamışım. hayvan temizlemeye çalışıyor kendini. bencil domuz! derdi ben değilim. bunu düşününce biraz daha ağladım. evet dedim, bir köpeğim olmalıydı. onlar sahibinin gözyaşlarına dayanamaz kesin yalardı o beş karış sarkmış diliyle yüzümü. evet kesin yalardı. hem köpekler sahiplerine o biçim tapardı. rimel karası göz yaşlarım karartırdı köpeğimin pembe dilini. köpeğimin pembe dilini kara görünce, ne kadar ağladığımı görünce, daha çok ağlardım ben de. belki köpeğim de benimle ağlardı. ben dün gece çok ağladım, göz yaşlarım kedimi ıslattı

mesaj gönder