1. ...çınarın altında görüşürüz en kötü ihtimalle demişti bana...
    ...mezarlıktaki koca çınar...
    kalbimin bir kenarı taşlaştı. artık o kısmı hissetmiyorum. neden biliyor musun? nasıl oluyor da devam ediyorum yaşamaya cevabını bulamıyorum çünkü... mesela nasıl oluyor da sınavlarım için çalışabiliyorum ya da nasıl oluyor da müzik falan dinleyebiliyorum...
    dedem öldü sözlük. geçtiğimiz ayın yirmi ikinci günü. saat 6'yı biraz geçiyordu. sabah altı... hayatında hiç uykundan uyanıp son nefeslerini veren bir adamın elini tutmak için yan odaya geçtin mi sözlük? ben geçtim... baban gözleri yaşlı bir şekilde "oğlum uyan deden son nefesini veriyor!" diye kaldırdı mı seni yatağından? beni kaldırdı...
    bileğe takılan ve tansiyon ölçerken dızzzzzz diye ses çıkaran o samimiyetsiz tansiyon aletinde bir insanın nabzının her geçen dakika zayıflamasını ve sonunda sıfır olmasını görmek...bitti sözcüklerim tarif edemiyorum. benim dedem nasıl ölür ya!?
    dedem bir haftadır evdeydi. hastaneden gönderdiler. yapılacak bir şey yok maalesef dediler. eve götürün rahat ettirin dediler. ettirdik.
    yapılacak bir şey olmadığını öğrenmek için iki buçuk hafta hastanede yatmıştık. evet birlikte yatmıştık. nasıl bırakırım ki? hastaneye gideceğimiz zaman bana dedi ki "annenin doğum sancıları başladığı zaman hastaneye ben götürmüştüm. yani senin doğumun için hastaneye ben götürdüm seni. sen de benim ölümüm için götürüyorsun. allah'ın işi ne garip dimi?" hani boğazımda bir şeyler düğümlendi denir ya. bir şeyler değil her şeyler düğümlendi boğazımda. evet dede! evet garip!
    biri bana söylesin nasıl devam edebiliyorum bu acıya rağmen yaşamaya? bunca insan benzer şeyler yaşıyor nasıl devam ediyorlar yaşamaya? napıyoruz ya biz?
    ambulans bir kağıt verdi bana. imzala dedi. sonra babam o belgeyi ve bazı başka belgeleri belediyenin ilgili bölümüne götürmemi istedi.götürdüm. oradan da bir kağıt verdiler bana. ölüm kağıdıymış adı. onu cenaze yıkayanlar verecekmişim. ulan dedem öldü öldü. ben bunca şeyi nasıl yapabildim? ölüm kağıdında haber veren kısmındaki adımın altına nasıl imza atabildim? hangi güçle?

    az önce annemle konuşurken, dedemin benim doğumunda hastaneye götürmesi olayını söyledim. "dedem bana böyle böyle dedi anne" dedim. "düşündükçe canım yanıyor" dedim. annem ağladı bir süre sessiz sessiz. içeri gitti sonra. gittikten biraz sonra da geri geldi. elime bir kağıt tutuşturdu. hayat böyle bir şey dedi. ağlaya ağlaya gitti. doğum kağıdıymış. benim doğumum. teslim alan kişi olarak dedem ve imzası...
    böyle bir şeyi görüp nasıl taşlaşmasın kalbim bana anlatın? biri çıkıp anlatsın? benzer kayıpları yine yaşayacağım yüksek ihtimalle. sen de yaşayacaksın. bu kayıpları yaşayacağımız garantiyse nasıl yaşayabiliyor bu beden? ben anlayamıyorum.
    kimseyle konuşup bir şey anlatamamıştım günlerdir bu konuda. sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştım galiba. arada sırada "napıyorum lan ben böyle nasıl normal yaşamaya devam ediyorum!" düşüncesi gelip oturuyordu beynime. utanıyordum o sıralarda kendimden. bir yandan hayata devam etmek gerektiğini biliyorum bir yandan bunun için utanıyorum kendimden. bunu nasıl yapabildiğimi bilmiyorum. sen nasıl yapıyorsun ya da nasıl yapacaksın onu da bilmiyorum. ama bildiğim bir şey var; yapacaksın!
    nur içinde yat cevdet bey...
    çınarın altında görüşürüz...

mesaj gönder