-
kırlardan geliyorlar ellerinde sümbülteber
elbette kırlardan kırlardan gelecekler
başka türlü nasıl güzelleşir bu akşamüstleri
söyleyin nasıl dayanılır dükkanlara depolara
bu katran kokusu başka türlü nasıl geçer
sonsuza varmadan bir önceyiz sanki
-o sayının da bir adı vardı unuttum -
her şey öyle saydam öyle madensel
kapıların kilitleri açık ve herkes uykusuz
hepsinin elinde bir saat bir sümbülteber
eskiden şaşardık bazı şeylerin yokluğuna
artık bu yokları var etmeyi usladık
ağaçları budadık omandan balıkları tuttuk denizden
hani bazı açılmaz sanılan kapıları omuzladık
çünkü herkesin elinde bir saat bir sümbülteber
hey koca dünya nasıl avucumuzdasın
nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden
çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin
elbette kırlardan gelecekler kırlardan
kırlardan gelecekler ellerinde sümbülteber
ey güzelim sümbül ve teber ey canım
gördüğüm sanki o değildi
sanki kuşlar albümünden bir maden
turgut uyar dendiği zaman hemen aklıma gelen iki şiirden biridir. diğeri de yokuş yol'a - turgut uyar bu iki şiir arasında hep bir akrabalık olduğunu düşünürdüm. mesut varlık'ın hazırladığı, iletişim yayınları tarafından basılan 'edebiyatın taşradan manifestosu' adlı kitapta bu şiir ile ilgili ece ayhan'ın benim de o amaçla yazıldığına inandığım varsayımlarına rastladım. bu varsayımları alıntılamak isterim.
"ece ayhan bu şiirin asıl buluşunun kendisi için ne olduğunu, çok çarpıcı biçimde söyler. sümbülteber, saksı ömrü uzun, gayet güzel kokan ve gördüysem bile o olduğunu anlamadığım güzel bir bitkiye verilen isim. teber ise 14. ve 15. yüzyıllarda yoğun kullanılan, ilk örneklerinin isviçre'de çıktığı fakat sonradan bu topraklarda bir bektaşi silahına dönüşmüş, iki elle tutulan kutuplu bir silah. 16. yüzyıl başına dek gözde bir piyade silahı olarak kullanılmış, sonradan yaşanan 'silah rönesansı' ile gözden düşmüş. ece ayhan "sümbülteber" kullanımının, şiirin sonunda " ey güzelim sümbül ve teber ey canım" ayrı iki kelime olarak kurgulanmasını dahice bulur. ve bunun apaçık politik bir dertle yapıldığını söyler, uyar tarafından. kırlardan gelen müphem 'onlar'ın elinde çiçek ve silah. yokuş yol'a'yı düşünelim. sonra kırlardan geliyor'a gelelim. benim gözümde bunların tamamı bir şey imliyor. ölen ve öldüren, muş-tatvan yolunda güle ve devlete inandığı için şakiyi kanatan, elinde güzelim sümbül ve canım teber olan taşralılar. yani aslında bu yazıda eşittir kürtler."