1. birkaç defa metroların henüz çalışmadığı bir saatte evden çıkmam gerektiği için maltepe taraflarından sabahın kör saati nasılsa boştur inancıyla bindiğim efsane otobüs.

    ilk seferinde elbette ki namı kendinden önce gelmişti ve resmen heyecanlanmıştım. her şeye hazırlıklı olmama rağmen sabahın o saati oturamamak gibi bir ihtimali aklıma bile getirmemişken rahatça tutunabileceğim bir yer bile bulamamıştım.
    insanların bakışlarında tecrübenin getirdiği bir acımasızlık hakimdi. elim kaysa ve tutunduğum yeri bıraksam gözümün yaşına bakmayacaklardı sanki. kitabımı düşürsem centilmen bir beyefendi eğilip parlayan beyaz gülümsemesiyle kitabımı bana uzatmayacaktı. hayır, burası gerçek dünyaydı. bitmeyen yollarıyla, uyuyan amcalarıyla, örgü ören teyzeleriyle, ödevlerini yapan gençleriyle, kavacık köprüsü'nde gelen "gene geç kaldım" hissiyle, yerdeki çerez kabuklarıyla.. burası 500t idi. öyle ki dünyamız tehlike altında olsa, karantinaya alınıp insan ırkının devamlılığını sağlayacak her koşula sahip nadir topluluklardan biriydi belki de.
    zor yoldan öğrenmiştim.

mesaj gönder