1. ilkokuldayken öğretmen, doktor, mühendis, memur gibi okumuş, diploma sahibi ebeveynlerin çocuklarını kıskanmışımdır. hep bi imrenek bakmışımdır onlara. ayakkabıları adidas, nike, lescon olurdu. çantaları tekerlekli, içi labirent gibi binbir çeşit bağlantılı kısımlardan oluşurdu. getirdiği sandviç bile alüminyum folyoyla sarılı, matarası rengarenkti. defteri, kitabı süper kahramanlı etiketlerle kaplıydı. yaptığı ödevler bile tertemiz, taslağı düzenli olurdu. maç mı yapıyoruz pası illa ona atardık, takımlar mı seçilecek onlara seçtirirdik. oldu da hata mı yaptı birşey diyemezdik. özel bir haftada şiir ya da düzyazı okunacaksa okuyacak kişi işte onlardı. sınıfta etkinlik mi düzenlenecek düzenleyecek kişi belliydi. okullar yeni açılınca tatilde ne yaptınız sorusuna sayfalarca şey yazabilirlerdi. aynı tatilde bense elimde ayetel boynumda cevşen kuran kursunun yolunu tutuyordum. hobilerim arasında şunlar var dediği anda sanki başka bir dilden konuşurdu. velhasılıkelam dinlemesi de çok zevkli gelirdi o zamanlar.

    edit: ailenin özgüven ve girişimciliğe etkisini bu kadar erken göstermeye başladığını şimdi farkediyorum. eleştiri mahiyetinde değil tabi ki bunlar. her aile imkanları dahilinde çocuğunun gelişimine katkıda bulunmaya çalışır.

mesaj gönder