• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.20)
the elephant man - david lynch
doktor frederick treves, 1880'lerin kasvetli londrası'ndaki bi gezici sirkte fil adam lakaplı, çirkin ve son derece anormal bir görüntüsü olan john merrick'e rastlar. zalim bir adam olan sirk müdürü bytes, annesi merrick'e hamileyken bir filin saldırısına uğradığını anlatmaktadır. dr. treves, merrick'in hastaneye yatırılmasını sağlar. dr. treves bir süre sonra pek zeki olmayan merrick'in korkunç görüntüsünün altında son derece duyarlı ve insancıl birinin olduğunu anlar. hastanede ilk başta ondan korkan hemşireler de merrick'e alışacaktır.
  1. lynch filmlerinde bizi kendi kabuslarına çekmeyi başarmış ve film izleme algımızın sınırlarını genişletmiştir.

    bu filmden 2 sene önce yaptığı eraserhead filmi ile bizi ne denli rahatsız edeceğinin sinyallerini veren david lynch’in ana akım sinemasına en yakın filmi olan the elephant man ile de sanki ‘’ben sizin görmek istediğiniz filmlerin de alasını yaparım.’’ demiştir.

    izleyene huzur vermeyen, insanı darmaduman eden, insanlığın inkar ettiklerini yüzüne çarpan ibret hikayesi bir film.

    insanoğlunun ötekiye olan tahammülsüzlüğünü, güzellik ve biyolojik faşizmin insan ruhuna yaptığı eziyeti, karanlık atmosferiyle mükemmel harmanlayan başyapıt.

    bir yandan da filmin arka fonunda sanayi devrimi ve makineleşmenin yarattığı iş kazalarından dolayı deformasyona uğramış insanlarla sisteme en sert eleştiriyi yapıyor.

    boğuk, puslu ve karanlık atmosfer john merrick'in dünyayı nasıl gördüğünü izleyiciye sonuna kadar hissettiriyor.

    özellikle siyah-beyaz çekilen film, sahnelerin bitiminden seslerin kullanımına kadar 30'ların 40'ların film tarzının aynısını yansıtmış. çünkü bu karanlık öyküyü siyah-beyaz sinemadan başka hiçbir sinema türü anlatamazdı belki de.

    david lynch’in, gerek yönetmenlik tekniği ile, gerek kullandığı geçişler ve filmi kurgulayışı ile tam anlamıyla derslik nitelikteki ve dehasını her saniyesinde sergilediği bu filmde, ayrıca anthony hopkins'in performansı ve john hurt’ın sadece gözüyle canlandırdığı en asil duyguların insanı john merrick karakteri eşsiz.

    kostüm tasarımının ve filmin belkemiği huzursuz edici atmosferi oluşturan ses efektlerinin/müziklerin de büyük katkısı var.

    filmde yapılan makyaj, sinema sektöründe devrim niteliğindedir. o zamana kadar hiçbir filmde bu denli bir makyaj yapılmamıştır. bu filmle birlikte oscar ödüllerine makyaj dalında da ödül verilmesi eklenmiştir.

    onun ucube, korkunç denen bir bedeni ama incecik ipek gibi bir ruhu vardı. insanoğlu her zaman ‘ruhu güzel olsun yeter’’ ikiyüzlülüğünde konuşurken hep yalan söyler. çünkü ona dayatılan faşizan estetik baskısı vardır, ama bunu hiç sorgulamaz da.

    halbuki insanı insan yapan özellik onun şekli şemali değil ruhu ve yüreğidir.

    bundan sonrası

    !---- spoiler ----!

    normal bi insan gibi uzanarak uyuyamayan john merrick’in odasında asılı uyuyan insan tablosu ve bununla ilintili muhteşem final.

    anthony hopkins'in fil adamı ilk gördüğü sahnede yapılan zoom ve o andaki oyunculuğu.

    en vurucu repliği ise: ''i am not an elephant, i am not an animal. i am a human being. i am... a man! man!'' feryadıdır.

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder