1. yeterince ihanete uğramadan özgüvenin saçma ve komik bir kavram olduğu anlaşılamıyor. yine de tekrar edeyim, insanlar hayatta kalmayı kendileri başarmıyor, yaşatılıyoruz, birileri bizi koruyor, besliyor, büyütüyor, savunuyor, eğitiyor, etrafımızı çevreliyor, birin devamı ile bütünün devamı içiçe sürdürülüyor. bu konuda bir itiraz yoksa örneğe geçeyim.

    özgüven kaplanlarla kapalı bir alanda yüzlerce insan tarafından siperlerle mızraklarla bir şekilde korunan bir bireyin hissettiği şeydir. bunun önemi ise size siper olanlardır yani oradan 3-5 kişi çekilip kaplanın geçeceği bir alan bırakırsa kaplan sizi kolayca avlayacaktır. bu kaplan hayatın ta kendisidir. bizim yaşamınız kaplanların sahiplerinin işine geldiği için özenle korunuyor. bu durumda özgüven komik bir şeye dönüşüyor.

    sadece ekonomik ya da toplumsal olarak da değil. ikili ilişkilerde de yersizdir. insan sevmeye muhtaçken nasıl özgüvenli olabilir ki. bi ihanete bakar yıkılmanız, bi aldanmaya bakar bildiğinizi unutmanız. arkadaşlarıma da yeri geldikçe söylüyorum özgüvenli olmanız gerekmiyor bu hayatta, büyüklerimiz bize "kendini bil!" demiş, "kendine güven" dememiş. ne olduğumuzu bilmemiz yeterlidir. aksi halde ortalıkta saçma sapan şekilci tiplerle karşılaşıp duruyoruz. tuhaf tuhaf saygısızlıklara maruz kalıyoruz ya da bırakıyoruz.

    özetle bana göre yerine koyacak başka bir duygusu olmayan insanlar özgüvenli olurlar, günü kurtarırlar.
    abi

mesaj gönder