1. Sözler önemlidir. sözcükler daha önemlidir. Sözcükler sözleri, sözler fikirleri inşa eder.

    şimdi 'paradoks' olarak ele alınan bu basit olayın niçin paradoks olmadığını, paradoksların bambaşka şeyler olduklarını şurada kısa bir paradoks tanımıyla izah etmiştim. ben tanımlardan daha ziyade bu küçük olayı ele alacağım. tekrar ediyorum bu bir paradoks değil, yalnızca bir "kim aldatmıştır?" sorusudur ve içerisinde cevabı etkileyecek çeşitli değişkenler vardır. bazılarını ele alacağım. çünkü olayın sahiden oldukça fazla 'iç boyutu' var.
    bu girdi'de, sunulan sözcüklerden hareket etmek faydalı olacaktır. öncelikle bir anlaşma görüyoruz. intihar kararı alırlar deniyor. birbirine güvenmiş görünen iki eş mevcut.
    değişkenler şu şekilde olabilir :

    -----kemerleri bağlayın, biraz uzun bir yazı olacak----

    1- kadın her halükarda adamı aldatmayı bizzat tasarlamıştır. dahası burada cinayete teşebbüs de söz konusudur. Zira cinayet, yalnızca bir insanı doğrudan öldürmekle olmaz. onu ölüme götürmek de hukuken cinayettir. kocası, ölüm gerçeğine yalnızca eşiyle intihar etmeyi kabul ederek göz yummuş olabilir. paraşütüyle hayatta kalacağından emin olan ve eşinin betona çakılmasını planlayan kadın, birlikte edilen intiharla kocasının 'ölüm' fikrini kabul etmesine sebep olmuştur.

    2- aynı durumu kocası açısından ele alalım. adam eşinin ölmesini istemiş ve onu intihar fikrine alıştırmıştır. kocası ile birlikte öleceğine inanan ve belki de mutlu bir son hayal eden eşini binanın üzerine çıkaran koca, atlamamayı tasarlamış ve eşini kandırarak onu doğruca intihar süsü vererek öldürmeyi planlamıştır. bu şekilde basitçe ele alındığında dolaylı olarak cinayete teşebbüs hukukunda kadından hiçbir farkı olmayacaktır.

    3- dikkat edilirse burada atlayan kişi kadın. niçin? belki de paraşütü olduğu içindir. yine dikkat edersek bildiğimiz 'paraşüt'ten bahsediyoruz. intihara giden iki bireyin üzerlerinde kıyafetlerinden başka materyal olması ilginç olacaktır. peki yetişkin bir birey olan koca, eşinin sırtındaki paraşütü görmüş olabilir mi ? aldatılacağını son anda farketmiş, bunu da eşinin yüzde yüz kurtulacağını bildiği için sanki eşini suçlu hissettirmek ve ona ömür boyu "atlasaydım ölecektim" diyebilmek için yapmış olamaz mı ? bu noktada suçlu kadın olacaktır.

    4- kadının birlikte intihar fikrini benimsediğini, fakat her ihtimale karşın bir paraşütü olduğunu düşünelim. Peki niçin paraşütü var ? adamın bu noktada karısının paraşütünü farketmediğini hayal edebiliriz. ve kadın da paraşütünü yalnızca kocası atlamazsa açacaktır da ondan paraşütü var işte... Fakat binadan zötank diye düşülmeyecekti öyle değil mi ? paraşüt açmalık bir bina, önemli bir yara almamak için nereden bakılsa yüz metre olmalıdır. çünkü atladıktan sonra açılan paraşütten bahsediyoruz. yani Fethiye'de babadağ'da 1950 metrede yaptığımız, zemine serildikten sonra koşarak havalandırılan, bildiğin termik rüzgar paraşütü değil. kadının paraşütünün açılmasına kadar geçen sürede serbest düşüşte olacağını, bu sebeple yüksek bir bina gerektiğini söylememe gerek yok sanırım. bu noktada suçlu adam olacaktır. Demek ki bu varsayımda kadın, kocasının atlamadığını görmüş ve 3. durumdakinin tam tersi olarak kocasına ömür boyu "paraşütüm olmasaydı ölecektim" diyebilmek için paraşütle atlamış olabileceğini düşünebiliriz. bu noktada suçlu adam olacaktır.

    bu kişilerin hayatları, statüleri, ilişkilerindeki güven seviyesi, onları intihara götüren nedenler...
    tartışılacak çok şey var da, kıçıkırık bir varsayım denizi ve durum analizidir, hepsi bu.

    edit - paragraf

mesaj gönder