1. arapça'da sad, del, ye ve kaf harflerinden meydana gelen "صديق" (sadıyk) 'arkadaş' anlamına gelmektedir . arapça bükümlü bir dil olduğu için, sadakat ile eşköklüdür. sadakat, dostluk ile örülmüş bir bağı ifade ettiği gibi, ism-i fâil kökünde sâdık sözcüğünü oluşturur. ancak unutulmamalıdır, köpekler de sahiplerine sâdıklardır. insanın sadakati hayvansal iletişim sistemlerine göre daha dallı budaklı olabilmiş, içinde yaşadığı toplum değerlerine göre bunu eğri büğrü de olsa bir şekilde inşa etmeye çalışmıştır.

    sakadat kritik bir konudur. ateşle kızdırılmış metal zeminlerde zincirlerle esir edilerek beklemek zorunda bırakılan, ayakları yanmasın diye sürekli hareket etmek zorunda kalan, arka planda çalan sistematik ritme göre eğitilen yavru ayılar da sahiplerine sadıklardır. mahallelerde eskiden ayı oynatılması, yavruluğunda annesinden alınarak "sadakatle" büyütülen bu hayvanların bu şekilde korkuyla eğitilmesi ile mümkün olabilmiştir. sakadat ince bir çizgidir. alışılmış birliktelik veya korkudan temellenmiş ise bir gün çökecektir. ancak şefkat ve uyum ile donatılmış sakadat gücünü korkudan alan sadakatten farklı olacaktır.

    arkadaşlardan bu sebeple sâdık olmaları beklenir. esasen hayatımızda aileden akrabaya, dosttan ahbaba dek her insan ilk aşamada "arkadaş" ımız olmalıdır. haliyle arkadaş sözcüğü de arka-da-eş yapısıyla türemiştir. eski türkçe'de sırtları (arkaları) eş, aynı yerde olan kişilerden bugüne uzanmıştır. karındaş sözcüğündeki ek de benzer sistem ile karın-da -eş olmuştur. yani aynı karında bulunmuş kimseler.

    sözün özü, kişi önce arkadaş, sonra dost, sonra sâdık olur.

    edit - sentaks

mesaj gönder