1. bir süreç ya da bir duygu değildir, sadece bir andır. ancak öyle güçlüdür ki, o bir anı yaşamış olmak insanları yıllarca sürecek olan o hapislerde gönüllü olarak yaşatmaya, o bir anı tekrar yaşama umudu ölüme kadar bekletmeye yeter. ona yaklaştığımız ya da yaklaştığımızı düşündüğümüz ve hatta yaklaştığımızı umduğumuz zamanlar olabilir, ki bunlar da yeterince güçlüdür. biz sadece, varsayımlar sonrasında oluşturduğumuz belli hayat standartlarının üzerinde yaşayan insanları mutlu, ve o standartların üzerinde yaşamayı da mutluluk olarak adlandırıyoruz. dolayısıyla mutluluk hedefimizi, o standartların üzerine çıkmak ve hayatı daha konforlu yaşamak olarak oluşturuyoruz. bu tamamen kabul edilebilir bir hedef olmakla beraber, kesinlikle mutluluk değildir. mutluluk dediğimiz o zirve anlarını düşündüğümüzde, aslında bizi mutlu eden olayların nasıl da hayatın o tekdüze akışının dışına çıkan örnekler olduğunu görürüz. yani bizi mutlu eden şeyler, bize yabancı ve bizim onlara yabancı olduğumuz şeyler. dolayısyla mutluluğa yabancıyız, bir yabancıyla bir kere karşılaştığımızda o artık yabancı değildir, ancak olağandır. olağan mutluluk değildir, ve biz hep yabancının yani mutluluğun peşinde olacağız...ve mutluluk bize hep yabancı olacak...belki de zamanın bize hep vermeyi vaat ettiği ama hiçbir zaman vermediği küçük şakacı bir paradokstan ibarettir mutluluk.

mesaj gönder