• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
aşk-ı memnu - halit ziya uşaklıgil
"bihter hepsini unutmak isteyerek, kandili hala bütün bütüne yakmadığı için birtakım karartılar yansıtan aynanın karşısına geçiyor, çıplak gövdesine bakıyor, nergisçe bir tutumla hazdan sarsılıyordu. başkaları ne düşünürdü bilmem, ama bu, kendi kendine tatmine giden yol, bihter'i büsbütün yalnızlıkla sarıp sarmalardı. hazlarda söze dökülemeyecek uçurumlar hissederdim. romancı, bihter için, 'evet bu vücudu seviyor...' diye yazıyordu. genç kadın ayna karşısındaydı, vücuduna sevgiler, vurgunluklar duyuyordu. gülümsüyor, aynadaki aksinden sevda umuyordu. (...) çünkü bihter, hayatında bundan böyle aşkların karşılıksız kalacağını, daha da yalnızlıklarla dolup taşacağını, kendisinden o kadar yaşlı adnan bey'in ne aşka, ne ihtirasa yanıt verebileceğini sezinlemişti. işlemeli, dantelalı yatak örtüleri, bu gece ve her gece, bihter'e bomboş süsler, düzmece incelikler sunacak, ama bihter süslü döşeğinde hep ihtirasların, genç tenlerin hayalini kuracaktı..." (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. edebiyatta kadın tiplemesinde iki uç vardır. bunlardan biri “evdeki melek” adı verilen namuslu, alçak gönüllü, uysal ve masum tiptir, diğer, “şeytan” adı verilen bağımsızlığına düşkün, çıkarlarını kollayan, erkeklerin kendisine biçtiği kişiliği kabullenmeyen ve bundan ötürü erkekleri ürküten ‘canavar’ tipidir.
    yirmi iki bölümden oluşan eserin ilk yedi bölümünde bihter “evdeki melek” tiplemesine uygun bir kadın karakterdir. “şeytan” tiplemesini annesinde görmüş, annesinin getirdiği bu davranışların hayatlarında yaşattığı zorluklara tanık olmuştur ve annesi gibi bir karakter olmayacağına kendi kendine ant içmiştir. ilk bölümlerde genç, güzel, masum karakter olan bihter zamanla ihtiyaçlarına yenik düşerek bir çeşit firdevs hanım olacaktır. halid ziya bu eseri natüralizm akımına tamamen bağlı kalarak yazar. bireyin psikolojisine gerçek anlamıyla inmeyi başarmıştır. eserde bireylerin psikolojisi, düşünce yapıları tamamen ihtiyaçlar hiyerarşisinin içerisindedir ve asla dışına çıkmazlar. örneğin; bihter, eserin ilk 7 bölümünde zenginliğe, mal mülke ihtiyaç duyar ve bu basit çıkarlarını karşılaması için adnan bey ile evlenmeyi kabul eder. evliliklerinin ilk bir yılında “evdeki melek”tir. evine, kocasına, kocasının çocuklarına bağlıdır. kendini ev halkına sevdirmeye çalışır bunun için çabalar.
    ancak sekizinci bölümden itibaren bihter maddeye olan ihtiyacını tamamen karşılar. insan doğası gereği bir ihtiyacın karşılanması hemen ardından ikinci bir ihtiyacın oluşmasını sağlar. ilk ihtiyacı olan maddeyi yani malı ve mülkü karşılayan bihter hemen yeni bir ihtiyaç arayışına girer ve aşkı bulur. aşka duyduğu bu ihtiyaç ve adnan bey’in bu ihtiyacı tam anlamıyla karşılayamaması bihter’i adnan’dan uzaklaştırır. bihter her ne kadar annesi gibi olmak istemese de bir ihtiyacı vardır ve doğası gereği bu ihtiyaç karşılanmalıdır.

mesaj gönder