• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.32)
six feet under
six feet under bir ailenin hikayesini anlatıyor. görünüşte tamamen, sorunsuz, mutlu mesut akıp giden bir hayatları olsa da, babalarının ölümü (sigara öldürür) hepsinin yaşamlarında bir kırılma noktası oluyor. o güne değin içlerine attıklarını, kendilerine sakladıklarını, eteklerindeki taşları ufak ufak dökmeye başlıyorlar. ve bu sayede biz de ilerleyen günlerde madalyonların öteki yüzlerini görüyoruz. kendilerine tamamen yabancı, kendilerine oldukları kadar birbirlerine de yabancı bu insanlar arasındaki tüm o yüzeysel ilişkiler yumağının yavaş yavaş samimiyete dönüşüne; sahip oldukları mutluluk-normallik-huzur illüzyonunu sorgulamaya başlamalarına el çırparak, hüzünlenerek, şok olarak, çok gülerek tanıklık ediyoruz.
  1. uyarı: bu yazının bu cümleden sonrası dizi hakkında ağır spoiler içerir.

    not: yazı federico hakkındadır.

    !---- spoiler ----!

    hırslı, işinde çok iyi, ailesini seven bir adam. dizinin başında yan karakter olarak düşünüyoruz ne zamanki fisher and sons fishers and diaz oluyor federico o zaman karakter derinliği kazanıyor. yan karakterken, üstüne fazla düşünmediğimiz empati kurmadığımız federico diaz ile 4. sezonla empatiye başlıyoruz. hayatındaki tek varlığı ailesi olan federicoyu sanki hiçbir derinliği yokmuş, göründüğü gibi dümdüz bir adam gibi düşünüyoruz. aslında dünyada sadece bizim duygusal derinliğimiz olduğunu düşünmek her zaman kapılabileceğimiz tembelce bir düşünce. başkalarının düşünceleri duygularını gerçek anlamda hissedebilmek için gerçekten çabalamak gerekiyor ve bunu hayatımızda yaptığımız insanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez. kendi yaşadığımız duyguları, düşünceleri varoluş sıkıntılarını tüm dünyanın (gelişmiş hayvanların bile belli seviyede) çektiğini söylemek sadece söyleyebileceğimiz asla anlayamayacağımız bir gerçek. bu yüzden çok tanımadığımız insanların sığ insanlar olduğunu düşünmek eğilimine (özellikle düşmanlarımızda) sahibiz ama sabahattin ali'nin kürk mantolu madonna'da dediği gibi: "dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?". hiç bir insan göründüğü gibi değildir.

    fisherların depresif halleriyle karısıyla beraber hep dalga geçerdi oysa kendi karısının depresyonunu bile farkedemeyecek raddeye gelen federico hayatının her geçen günü fisherlara daha çok benziyordu. sıkıntılarının üstüne gitmek yerine kaçtı onlardan tıpkı fisherlar gibi. vanessanın kardeşi yanında kendini yetersiz hissettiği için striptizciye yardım ederek kendini kandırdı. dertlerden kurtulmak için hep kaçamak yollara başvurdu: gaylari görmezden gelerek homofobikliğinden, vanessa'yı çaresiz hissettirerek onu aldattığı gerçeğinden, çıktığı kız onunla çıkmayınca öldü diyerek yalnızlığına çare bulabileceğini düşündü.

    vanessa tekrar eve aldığında vanessanın onu arzulamamasına içerlenmesi ve ruth ile kafasında yaptığı konuşma dizi boyunca federico için en çok üzüldüğüm yerdi. onun dışında federico kararlarını hep rasyonellikle veren hayattan ne istediğini bilen bir karakter başına gelen her şey de hakettiği için gelenler.

    federico dizi boyunca desteklediğim ve kararlarını doğru bulduğum bir karakter ama son sezonlara rağmen dediğim sahne dışında federico ile empati kuramadım onu hayatımdan biri olarak göremedim, acılarına üzülemedim ama finalde ölümüne üzülmemek için vicdansız olmak gerekir

    !---- spoiler ----!

    bu diziyi izleyin !!!!!!!!!!!

mesaj gönder