• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.51)
suç ve ceza - fyodor mihailoviç dostoyevski
suç ve ceza, rus edebiyatının en çarpıcı örneklerinden biridir. romanda, sefil ve hastalıklı bir hayat süren raskolnikov adlı gencin işlediği cinayet, cinayet öncesi ve sonrası yaşadığı buhranlar anlatılmaktadır. raskolnikov, geliştirdiği teorilerle cinayetin haklı sebeplerini düşündürmeye zorlar. nefis ruh tahlilleriyle donatılan eser, okuru romana hapsederek, onları da birer hikâye kahramanına çevirir. mantığın gerçekleriyle vicdanın sesi arasında kalacağınız bir başyapıttır bu. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. kitabı okurken önce hikaye tanıdık geliyor. sanki bu hikayenin çok çok benzeri olan filmler izlediğini veya kitaplar okuduğunu düşünüyorsun. sonra olayın çehresi değişiyor. ortada işlenen bir suç ve çevresinde gelişen olaylardan daha öte bir şeyler olduğunu görüyorsun. bu kitapta raskolnikov var.

    !---- spoiler ----!

    bu kitabı okuyupta raskolnikov karakterine saygı duymayan, ona bir sevgi beslemeyen yoktur sanırım. adam bir cinayet işliyor. daha doğrusu iki kişiyi öldürüyor ama ikincisini zorunluluktan, suçsuz olan kız kardeş planda yok. peki bunu neden yapıyor? para için. sonrasında ne yapıyor, gidiyor çaldığı her şeyi bir kayanın altına saklıyor ve bir daha o paralara el sürmemeyi düşünüyor. bu düşüncesinin arkasında polis veya yakalanma korkusundan daha fazlası olduğunu düşünüyorum.

    kitapta kiminle diyaloğa girse adeta "katil benim!" diye bağırıyor. her satırda kendisini ifşa etmesini izliyor gibiydim. bu kadar kendisini belli etmesi aptallığından değil belki de yakalanma isteğindendi. hele bir lokantada komiser yardımcısına "katil ben olsam gider bir kayanın arkasına saklardım" gibi bir şey söylüyor hatta daha ileriye giderek "katil benim" diyor. sonrasında gülerek "benim, aradığınız katil olmamı çok isterdiniz değil mi" diyor ve çekip gidiyor lokantadan.

    komiserle girdiği diyaloglarda fikirlerini savunmaktan çekinmiyor. eski bir makalesinde yazığı gibi, bir insanın öldürmeye hakkı olabileceğini savunuyor. peygamberleri, napolyon'u örnek veriyor. bu diyalogların ardından dostu bile "seni katil zannedecekler ne yapıyorsun?" diyor ki dostu onun suçlu olabileceğini dahi aklına getiremiyor.

    raskolnikov'un psikolojisinde sürekli bir dalgalanma mevcut. ne yaptığı belirsizmiş gibi. kimi zaman korkak kimi zaman da özellikle komiserle yaptığı o derin konuşmalarda, çok cesur. yaptığı bir çok hareket ani gerçekleşiyor. bir katil gibi davrandığını zannetse de öyle davranamıyor.

    !---- spoiler ----!

    kitabı okurken sanki arkadan bir senfoni çalınıyor gibiydi. hep inişler çıkışlar var, heyecan dorukta. bu ritmi yakalayabileceğine inandığım tek isim olan beethoven'ın senfonilerini arkadan çalmayı denedim ancak en fazla 15 dakika dayanabildim çünkü ritimler uyumsuz. her ne kadar her ikisi de inişler ve çıkışlara fazlasıyla sahip olsalarda zamanlama uymuyordu. sizlere tavsiyem bu kitabı sessizce, onun kendi müziğini duymaya çalışarak okuyunuz. zannediyorum hayatımda ilk defa bir kitabı okurken onun melodisini duyabildim.

mesaj gönder