1. tanıştığım bütün iyi oyuncularının oldukça zeki ve farklı düşünebilen insanlar olduğunu şaşırarak fark ettiğim strateji oyunudur. hoşlandığım insanlara sorduğum kontrol sorusu da genellikle satranç oynayıp oynamadıkları şeklinde oluyor.

    kimin yazdığını bilmiyorum, ama internette gezinen şu keyifli hikaye epey ufuk açıcı:

    !---- alıntı ----!

    satrançta şah niçin o kadar pasiftir?

    satranç oyununda şah koruma altındadır. o sanki bir köşede korkudan sinmiş bir şekilde olanlara bakan, titrek adımlarla birer birer ilerleyen, arada sırada 'hadi ne zaman rok yapacaksanız, yapın' diye inleyen bir insan görünüşü verir. halbuki vezir, satranç tahtasını oradan oraya dolaşarak, atlayarak, zıplayarak, rakibi yıpratarak, son derecede etkin bir şekilde hareket etmektedir.

    bu taşın bizdeki adı vezir (bakan gibi bir şey) olduğu için bu hareketlilik normal görülebilir ama batı ülkelerinin bu taşa kraliçe anlamında 'queen' adını verdiklerini düşünürseniz ortaya tuhaf bir durum çıkar. hele satrancın tarihinin 7. yüzyıldan öncesine gittiği göz önüne alınırsa, o zamanlar daima ordularının başında savaşa giden krallara, şahlara satrançta niçin böyle pasif bir rol verilmiştir, anlaşılmaz.

    satrancın ilk olarak 6. yüzyıl içinde hindular tarafından oynanmaya başlanıldığı, daha doğrusu hinduların 'chaturunga' (şaturanga) isimlioyunundan geliştiği ileri sürülüyor. 'chaturunga' sözcüğü sanskritce'de 'dört kol', 'dört kollu ordu' veya 'dört silah' anlamına gelmektedir. o zamanki hint ordusu dört bölümden oluşuyordu. filler, savaş arabaları, süvariler ve piyade. bugün bu dört kola, fil, kale, at ve piyon diyoruz.

    avrupa savaşlarında fil kullanılmadığı için bu taşa piskopos (bishop) adı verilmiştir. bizdeki at arapçada süvari, avrupa'da ise şövalye olarak adlandırılmıştır. yani medeniyetler satranç terimlerinde kendilerine göre bazı değişiklikler yapmışlardır. şaturanga hindistan'dan önce iran'a geçti ve geçerken ismi 'şatrang' oldu.

    arap orduları onu 1000 yıl kadar önce, fethettikleri ispanya üzerinden avrupa'ya getirdiler. araplar oyuna 'şatranj' veya 'al-şah-mat' (şah ölü) ismini verdiler. ancak şah oyunda hiçbir zaman ölmez, diğer taşlar gibi oyun tahtasının dışına çıkartılamaz. vatanı olan karelerde kımıldayamaz hale gelince esir düşer.

    satranç ismi türkçeye arapçadan girmiştir. ilk oynanış şeklinde bugünkü hareket kabiliyetindeki bir vezir veya kraliçe yoktu. gerçi şahın yanında araplar tarafından akıllı adam diye isimlendirilen bir taş vardı ama hareket imkanı çok kısıtlıydı. sadece bir kere o da çapraz olmak koşuluyla ilerleyebiliyordu.

    asırdan aşıra, ülkeden ülkeye satranç oyunu gittikçe gelişti ve bazı değişikliklere uğradı. avrupa'ya ulaştığında vezirin ismi kraliçe oldu ama hareket imkanı hala kısıtlıydı. bununla belki o yıllarda avrupa'da yaşayan güçlü kraliçelerin, krallarının daima yanında olup onları kollamaları şeklinde sosyal bir bağlantı kurulabilir.

    bu şekli ile satranç oyunu çok yavaş oynanabildiğinden oyunu süratlendirmek için kraliçe (vezir) ve filin güçleri, yani hareket imkanları arttırıldı, etkinlik sahaları genişletildi. bir başka kural değişikliği ile satranç tahtasının karşı kenarına varabilen bir piyonun kraliçe (vezir) olabilmesi imkanı tanındı.

    bu, çok çağdaş ve demokratik bir değişimdi. taşların en güçsüzü ve alçak gönüllüsü piyade, işlerinde sebat eder ve başarı ile ilerlerse en güçlü taş olabiliyor, hatta karşı tarafın şahını mat ederek en son sözü söyleyebiliyordu.

    avrupa'da gün geçtikçe gelişen demokrasi, yıkılan krallıklar satranca da yansıyordu. şah artık örneği çok az kalmış, güçsüz monarşik hükümdarlar gibi köşesinden pek çıkamıyordu. gerçeği oyunda iken ikinci bir kraliçenin ortaya çıkması ise başlangıçta oyuncuların kafasını karıştırdı ama hangi şah bir yerine iki kraliçesinin olmasını istemez ki!

    !---- alıntı ----!

    ayrıca çok kıymetli dizim person of interest'te carl elias'ın satranç sahneleri oldukça keyifli. yine aynı diziden harold finch'in bir konuşması şu şekilde:

    satrançta ikinci hamleyle birlikte 72.084 olası oyun vardır. üçüncüden sonra 9 milyon, dördüncüde 318 milyar. yani dünyada bulunan atom sayısından daha fazla olası satranç oyunu var. hiç kimse hepsinin sonucunu tespit edemez. başlangıç en korkuncudur. ama iyi olan yanı da bu, hata yapsanız bile sonsuz çözüm yolu var.

mesaj gönder