1. merkezine anlamı konumlandıran modern çağ düşünce akımı. her ne kadar epistemolojik olarak bir nesnel veriyi kabul etmese de asgari düzeyde ve hiç olmazsa tamamen subjektif bir bilinç ürünü olan bu anlam, insana özgü ve yapay bir oluştur. bu yüzden, insan dışındaki diğer şeyler için öz'leri varoluşlarından önce gelir. şeylerin kendileri için verili bir anlam'ı bulunmaması, ki bilince yani insana dair bir anlamlarının olması onları bağlamaz, onların öncül durumdaki özlerine tekabül eder. genelleme yapılırsa, bilinç; öz ve varoluş arasındaki ezeli köprüyü insan için tepetaklak etmiş ve bunu anlam adlı yapay bir tutkalla tekrardan inşa etmiştir. bütün bunlar bir tespit olup felsefe'nin ilk ayağını oluşturmaktadır, modern insanın derdine deva falan değildir. sartre bulantı'sında sadece bulanmıştır.

    daha önce de bahsedildiği gibi kısa soluklu olan bu felsefe'nin kısa soluklu olma sebebi basittir ve varoluşçuluğun önerme kısmını oluşturur, insanın kısa soluklu olması. deva olarak bu doğal anlamsızlığa, yine yapay ve sadece daha tatminkar ve eni sonu yine yapay anlamlar önermiştir. insan hayatı göreceli olarak çok kısadır ve bu beyhude canlılığa doğallığı ya da yapaylığı insanca, önemsiz anlamlılıklar doldurulmalıdır. camus, tersi ve yüzünde önce bunalmış, sonra da umutsuzluğundan bir yaşama aşkı, bir anlamlılıklar silsilesi peydah etmiştir.

    velhasıl, önünde sonunda insan yine de ölecektir. ölüm, bilincin dağılması/yokoluşuna sebeptir ve insanın yapaylığını -yani anlamlılıklarını- ve böylece tepetaklaklığını sona erdirir.

mesaj gönder