• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.20)
saatleri ayarlama enstitüsü - ahmet hamdi tanpınar
ahmet hamdi tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. "saatleri ayarlama ensitüsü" toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. kitapta yer alan en önemli kahramanlardan halit ayarcı'nın üstüne biraz ahkam kesilirse, kitap hakkında da az çok bilgi verilecektir.

    halit ayarcı, bir eylem adamı olarak düşünülerek yaratılmış saatleri ayarlama enstitüsü yardımcı karakteridir. hayri irdal'la "gerçek" mefhumu üzerine çelişki içerisindedirler. halit ayarcı, gerçeğin üzerinde tasarrufta bulunabileceğini düşündüğünden yanlışı ve saçmayı yadsımıştır; karşıtı olarak, hayri irdal, gerçeğin kişiye etkidiği fakat kişinin gerçeğe etkiyemediği tek yönlü bir bağımlılık (ve bağımsızlık, gerçek nezdinde) durumuna iman etmiştir. bu yüzden anlatı boyunca, hayri irdal ağzından realist birinin gözünde dalga geçilmesi gereken her şey ile dalga geçilmiş, bütün bu garip durum yadırganmıştır. oğlu ahmet, bu durumun teşekkül etmiş halidir. ve oğluyla geçirebildiği 3 ayın, yaşadığı bütün saatleri ayarlama enstitüsü macerasından daha değerli ve saadetli olduğunu dile getirir. evet, hayri irdal, iflah olmaz bir gayr-i memnun ve olabildiği kadar realist bir adamdır. halit ayarcı ise real'i, en baştaki yol ayrımında değersizleştirmiş ve bu değersizleştirmenin zorunlu olduğunun da bilincinde, tamamen izafi dengelerin söz sahibi olduğu dünyasında, yani dünyamızda ve tabi o zamanın da dünyasında, muvaffak bir birey haline gelmiştir, kurumun ilgasının sebebi de başarısızlığı değil, kendi ego'sudur.

    bugün çoğumuz, hayri irdal'e "emrivaki" yapılan konferans gecesinde halit ayarcı'nın dile getirdiği ikilemde yollarımızı arıyoruz. doğru'yu aramak, insanı tüketen bir pratik. fakat yine de "doğru"yu bulan (rölatif olan veya olabileceği iddia edilen değil, insan doğasının tutarsızlığından tamamen bağımsız ve tek) ve bunun uğrunda
    hareket eden insanların, doğru'ların çeşitli olabileceği yargısıyla ve doğal olarak akabinde doğru'nun bulunmadığını, göreli bir gerçeklikte yaşadığımızı benimsemiş insanlardan daha başka,yoğun ve kapsamlı bir mutluluğa erişeceğini düşünüyorum.

    "an"ı düşünenden daha fazlası olmak zorundayız. bilinç seviyemizin bizi taşıdığı ve özgün olduğumuz tür olarak insan nesnesi bizi buna koşulluyor.

mesaj gönder