• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.82)
the danish girl - tom hooper
danimarkalı bir ressam olan einar wegener'in geçirdiği cinsiyet değiştirme sürecini ve bu süreçte yine bir ressam olan karısı gerda wegener ile olan ilişkisi konu alınıyor. film, david ebershoff'un 2000'de yayınlanan aynı isimli biyografik romanından uyarlama.
  1. filmi izlerken bazı anlarda einar'ın ve gerda'nın yaşadığı yüzyıla göre ne kadar çağdaş ve cesur olduklarına inanamıyorsunuz. 1900'lü yıllardan günümüze öncülük eden ve mutlaka izlenmesi gereken bir kendini buluş hikayesi. öncelikle lili elbe ve eşi gerda wegener'ın yaşanmış öyküsünde, izleyene lili'nin iç dünyasından çok gerda'nın aşkının daha iyi aktarıldığını düşünüyorum. zaten olaylar daha çok gerda üzerinden gösteriliyor. kocasını kaybetme pahasına da olsa, ona gerçek ve sınır tanımayan bir sevgiyle bağlı olan, bu güçlü kadının kocasına aslında hep olduğu kişi olmasında ettiği yardımlar izlerken beni gözyaşlarına boğdu. çünkü bence filmde lili için ve hayatı için ağlanacak veya üzülecek hiçbir şey yok. lili hep kendisiydi ve sonunda muhteşem gerda'nın da yardımıyla aynada kendini görmeye başladı. lili mücadelesini verirken umutlu ve hakikati yaşamanın verdiği mutlulukla doluydu. özgürlük mücadelesi veren ve bunu sonuna kadar hak eden insanlardan yalnızca biri. tarihteki ilk cinsiyet değişim ameliyatını geçiren kadın.
    oysa gerda büyük çıkmazlar, bencilliller, fedakarlıklar, doğrular ve yanlışlar arasında kapana kısılmıştı. sevgiyi ve doğruyu seçerek eşini o güzel tablosunun rüzgarında bıraktı. lili'yi özgür bıraktı, gökyüzünde süzülen güzel lili'sini.

    !---- spoiler ----!

    lili'nin rüyasında annesinin kucağında olduğunu ve ona "lili!" diye seslendiğini anlattığı sahne çok güçlü bir finaldi. gerda'nın ona annesi gibi "lili" diye fısıldaması da insanın içini acıtıyor doğrusu. lili'nin doğuşunu sağlamış ve bir nevi annesi olmuştu çünkü.

    !---- spoiler ----!
    jole

mesaj gönder