• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.97)
wall·e - andrew stanton
dünya gezegenini terk eden insanlar tarafından unutulduktan sonra, uzun yıllar boyunca yapayalnız yaşayan ve bu süre içinde programlandığı işle (çöp tasnifiyle) uğraşan robot wall-e, günün birinde eve adlı çok güzel bir arama robotuyla karşılaşır ve hayatı aniden yepyeni bir anlam kazanır.
wall-e’nin elinde gezegenin geleceğinin anahtarının olduğunu keşfeden eve, artık başka bir gezegende yaşayan ve dünyaya güvenlik içinde geri dönüş haberini heyecanla beklemekte olan insanlara bu bilgiyi rapor etmek için müthiş bir uzay yolculuğuna çıkar. ancak wall-e’ de boş durmamış, çok beğendiği eve’in peşine takılarak onunla birlikte galaksiye açılmıştır. beyazperdedeki gelmiş geçmiş en heyecan verici ve en yaratıcı komedi macerası böylece başlar. geleceğin daha önce hiç hayal edilmemiş vizyonlarını içeren bu filmde  wall-e’ye, aralarında bir hamamböceği ile bozuk robotlardan oluşan kahraman ruhlu bir topluluğun da yer aldığı birbirinden ilginç karakterler eşlik eder.
  1. bir insan bir robot için bu kadar duygulanabilir mi? ben duygulandım. wall-e nin eve ye olan aşkı ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi. filmi izlerken yan karakter eksikliği çekmememiz için m.o. isimli tatlı mı tatlı aynı zamanda çok çalışkan küçücük bir robot eklenmiş. en çok güldüğüm karakter o oldu.
    her filmde görmeye alışkın olduğumuz ince sosyal mesajlar bu filme resmen gözümüzün içine sokulmuştu: insanların aşırı kilolu olması, kafasını hologram ekrandan ilk defa ayıran ablamızın "burada havuzumuzun olduğunu bilmiyordum" demesi, insanların yürümeyi unutması, gemide koşu pistinin varolduğunun bilinmemesi, yanyana giderken bile ekrandan konuşmanın tercih edilmesi ... gibi. çevre kirliliğinden bahsetmeme gerek yok zaten filmin bütün konusu bunun üstüne kurulmuştu.
    fakat dikkatimi çeken birşey vardı. o hamamböceği iki sefer ezilmesi ve bir sefer ışın topu yemesine rağmen hala hayatta. nasıl ölmedi anlamış değilim.

mesaj gönder