1. "...tüm mahremiyetini kapıda bırakıp tüm doğallığıyla girdiği evinde, çıplak beyaz elleriyle yoğurduğu hamura son şeklini salonunun orta yerine serdiği serginin üzerinde bağdaş kurarak ve siyah kakülleri yüzüne düşerekten veriyor kadın. ve yine salonuna kurulu odun sobasının kuzunesine sürüyor ekmek hamurunu. sıcaktan şakakları terliyor hafiften, hafiften de kızarıyor bembeyaz yanakları. sobanın yanında fazla terlememek için giydiği ince buluz bile fayda etmiyor. yine de bedeni terliyor. ekmekler pişene kadar bir koşu banyosuna gidip soğuk suyla vücudunu soğutuyor. üzerine bir havlu sarılıp hemen sobadaki ekmeklerini çıkarıyor ve hamur olmasın diye bir beze sarıyor teker teker. sonra alalacele yatak odasına gidip havlusunu üzerinden atıyor. ve pazara gitmek için giyinme faslına başlıyor. vücudunu büsbütün kapatan yalnız gözleri ve beyaz ellerini açıkta bırakacak şekilde burkasını geçiriyor vücuduna. ekmekleri plastik bir sepete dolduruyor, sepeti başının üstünde tutarak evinden ayrılıyor ve doğruca semt pazarının yolunu tutuyor kadın. yaz sıcağında pazar yerine varana kadar epeyce terlemiş bulunuyor. yaz sıcağı kadar burkanın sıcak çekiciliği ve vücudunu havadan mahrum bırakan yapısı da ciddi etkili oluyor vücudunun ter içinde kalmasında. pazarın ücra bir noktasında bir köşe bulup ekmek sepetini bırakıyor bir domates kasasının üzerine ve el emeği göz nuru ev yapımı ekmeklerinin müşterisini beklemeye koyuluyor...

    ...halk pazarının ücra bir köşesinde evinde yaptığı ekmekleri satmaya çalışan, simsiyah bir örtüyle sadece beyaz elleri ve kara gözleri açıkta kalacak kadar kendini örten, kendini saklayan bu kadının elinden 3 paraya aldığım bu ekmekle birlikte kadının herkesten hatta tanrıdan bile gizleyip koruduğu mahremiyetini de satın almış olmuyor muyum?..."

mesaj gönder