• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.51)
kader - zeki demirkubuz
bekir uğura aşıktır. uğur zagoru sevmektedir,zagor ise suç işlemeyi. zagor hapisten çıkar. boğucu bir yaz gecesi aksilikler birbirini takip edince mahallede cinayet işlenir. aynı gece uğur da kaybolur. bu cinayet, o güne kadar genç ve zengin cevatın koruması altında yaşayan uğurun genç ve güzel annesi, felçli babası ve küçük erkek kardeşi için zor ve karanlık günlerin habercisi olsa da, uğura delicesine aşık olan bekirin kurtuluş umudu olur. ailesinin bulduğu bir kızla evlenip, yeni bir yaşama başlar. ama aylar sonra, zagorun izmir'de iki polisi öldürüp yakalanması ve uğurun istanbul'a dönmesiyle yeni bir umut belirince, bu acımasız aşkın peşinde yıllar yılı sürecek amansız bir takip başlar. bekir, taşra pavyonlarında, üçüncü sınıf otel odalarında, esrar alemlerinde uğurun izini sürer.
  1. yılmaz güney ekolünün şahane örneklerindendir. tek farkla, yılmaz güney kamerası sınıf çelişkilerine odaklanmıştır, zeki demirkubuz kamerası bireyin çelişkilerine...ama özünde bireyin bu çelişkileri de toplumsal ve sınıfsal karşıtlıklar üzerinde şekillenmiştir. bu bağlamda yılmaz güney ekolündendir.

    şahsen, naçizane ben, türkiye sinemasında, türk filmi olarak kategorize edilen bir filme bakarken, o filmin, seyyit han toprağın gelini - yol hattının neresinde durduğuna yoğunlaşırım. benim yegane öznel kıstasım budur. başkasını bilmem elbette, benimkisi subjektif keyif meselesi

    bu film yukarda verilen güzergah bağlamında olmuş, üstelik de güzel de olmuş bir filmdir. estetik yorumlarımızın kalibresinin, içinde yaşadığımız nesnel gerçeklikten ve o nesnel gerçekliğin kafamızda ve ruhumuzda oluşturduğu, birbirleri ile eklemlenmiş sonsuz mana aleminden kopuk ve ayrıksı olması mümkün değildir. bu nedenle bu film hakkındaki estetik değerlendirmemizin kökeni sayılabilecek nesnel olgu ve gerçeklerin neler olduğunu aşağıda sıralayalım.

    olgu1: zeki demirkubuz'un zeki ökten in asistanı olduğunu, ona hayran olduğunu ve sinema dilini, mantığını ondan öğrendiğini biliyoruz.

    olgu 2: zeki ökten'in ise yılmaz güney in asistanı olduğunu, ona hayran olduğunu ve sinema dilini, mantığını ondan öğrendiğini biliyoruz

    olgu 3: yukardaki ilk iki olgu bağlamında zeki ökten in yönetmiş olduğu düşman ve sürü filmlerini tekrar hatırlamamız gerekiyor

    sonuç: kader, düşman'ın beş level atlamış halidir. dediğim gibi, önceki sınıfsal bakarken sonraki ferdi takılmaktadır. ama kafa aynı kafadır. gösterilen gerçeklik aynı gerçekliktir, mamafih işaret edilen başkadır. yılmaz güney in düşmanında işaret edilen / parmakla gösterilen hedef, insanların anasını sikip hayatlarını piç eden burjuva düzeni iken zeki demirkubuz un parmağı hiç bir şeyi/yeri göstermemektedir. zeki nin parmağının gösterdiği yerde insan ruhunun karanlığından başka bir şey yoktur. yılmaz'ın düşman'ının sonunda içimizde kalan kocaman bir umut, zeki'nin kader'inin sonunda içimizde kalan sadece buruk bir boşluk / hiçliktir; benliği örselenmiş bir yabancılaşmadır.

mesaj gönder