1. bu hastalıkla başa çıkmayı öğrenebildiğimden beri ya da öyle sandığımdan beri önceden düşündüğümün aksine her şey daha kötü oldu. yıllar önce doktorun sana uygulayabileceğimiz bir tedavi yöntemi yok dediğinde kendimi daha rahat hissetmiştim. o zamanlar başka doktora da gitmemiştik. sahi insanlar neden sürekli içindeki ümitleri başkalarından duymak için farklı doktorlara giderlerdi ? bütün doktorlar aynı eğitimi görmüyorlar mıydı ? acınacak bir durum… bu senin yüzünden diyebileceğim biri olsun çok isterdim.(vardı) bu senin yüzünden. dini kabullerimiz gereği bu pek mümkün değildi bizde inadına şükür vardı.

    onu ilk defa bilinen sabahtan bir kaç gün önce evden çıkarken kapının önünde görmüştüm. kapıyı kendime doğru çekerken iki basamaktan ilkine adımımı attım ve onu gördüm. yağmur yağıyordu. şemsiyesi olmadığından ıslanmayı seviyor diye düşündüm. belki de şemsiyesini unutmuştu. neden hep işin romantik tarafından bakardım. koyu lacivert paltosunun ıslak daha iyi göründüğünü falan da düşünmüyordu. besbelli şemsiyesini unutmuştu. islanmayı seven insan yağmurda yürürken başını öne eğmezdi. bunları düşünürken geç kaldığımı fark ettim. kapıyı kapattım biraz yürüdükten sonra köşeyi döndüm ve devam ettim.

    o gün eve planladığımdan erken dönmüştüm. plan mı ? yalnız insanlar kendilerini plan yapmak zorunda hissederler. bu zaten kendine yeterince değersiz gelen benliğini maskeleme çabasıdır. yılların vermiş olduğu deneyimle programlı bir adam olduğumu kendime kabul ettirmiştim. salonun penceresinden hala güneş giriyordu. kareden hallice pencereden içeri kırılmadan giren düz güneş ışığı. geometri ve fiziğim o zamanlar iyiydi. hayır hiç bir zaman iyi olmamıştı. işığı içinde toz taneciklerinin kafalarının karışık olduğu gözlemlenebiliyordu. odanın içinde istediklerini yapabiliyorlardı. bunlar sadece belirli bir açıdan görünen toz tanecikleriydi. açıyı değiştirmek için çok çaba sarf etmiştim. bi kaç kere de pencereyi kapatmaya uğraşmıştım hatta bu uğurda okulu uzatmıştım. belirli bir süreden sonra onları görmek acı veriyordu. zaman içindeki sayısız deneme fayda etmemişti. ne beynimin ve kalbimin o penceresini kapatabilmiş ne de not ortalamamı yükseltebilmiştim.

mesaj gönder