1. eğer teknolojimiz ile kendi kendimizi yok etmezsek,

    dünya üzerindeki yaşam için en büyük doğal tehdit, kaderin bir cilvesi olarak, en başta dünyaya yaşamı getiren süreçler olabilir: uzaydan gelecek darbeler. jeolojik kayıtlar tarih boyunca gezegenimizde çok sayıda türün yeryüzünden silindiğini göstermekte ve bunların bazılarının sebebi dünya'ya çarpan göktaşları ve kuyrukluyıldızlar olabilir.

    bu kitlesel yokoluşların en ünlüsü 65 milyon yıl önce gerçekleşmiştir. dünya'ya çarpan bir göktaşının dinozorların toplu ölümünde rolu olduğu biliniyor.

    ömrünün sonuna doğru güneşin kırmızı bir deve dönüşmesiyle, gezegenimizin bakteriler için bile yaşanamaz bir yer haline geleceği, kesin olan tek gerçeklik gibi görünmekte. bu, iyi anlaşılmış bir süreçtir ve bizi neyi bildiğimizi zannettiğimizden, neyi bildiğimizi düşündüğümüze geri götürmekte.

    güneşimiz gibi tüm yıldızlar, yakıtlarını tükettikçe, bu kaçınılmaz kadere boyun eğerler. güneşin dış katmanlarını kütleçekim etkisine karşı tutmak için gerekli enerjiyi, hidrojen çekirdeklerini helyum çekirdeklerine dönüştürerek elde edebilmek için yeterli miktarda hidrojen güneşin çekirdeğinde bulunduğu sürece, güneşimiz ve dünyadaki yaşam koşulları için her şey yolunda gidecektir.

    güneşimiz yaşamına, bu bahsettiğimiz süreci yaklaşık on milyar yıl sürdürebilecek kadar yakıtla başlamıştır ve biz bu sürenin yarısından da kısa bir zaman dilimindeyiz. bu, elbette, bizim için iyi bir haber.

    ama ilerisi için değil.

    edit: başlık yanlış düzeltilmiş evrenin değil, dünya'nın nihai kaderi.

mesaj gönder