• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.75)
Yazar Stefan Zweig
insanlığın yıldızının parladığı anlar - stefan zweig
insanlığın yıldızının parladığı anlar, insanlık tarihine yön vermiş belirleyici anlar üstüne kısa denemelerden oluşuyor. stefan zweig, çevrele-rindeki geçici koşulların dayattığı sınırları aşabilmiş fatih sultan mehmed, händel, dostoyevski, tolstoy, lenin gibi "yaratıcı birey-ler"in o benzersiz "anlarını" anlatıyor. en iyisi, kendisinden dinleyelim:
çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate, çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. ben böyle anları insanlığın yıldızının parladığı anlar diye adlandırdım; çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi, hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadırlar... olayları anlatırken, gerçekleri değiştirmedim, kendi katkılarımla renklendirip zenginleştirmedim. çünkü tarih, kusursuzluğa ulaştığı böylesine eşsiz anlarda, kendisine yardım için uzatılan ellere gereksinim duymaz
  1. insanlığın yıldızının parladığı anlar
    stefan zweig'ın deneme tarzındaki kitabıdır.

    şöyle demiş kitabı hakkında zweig 'çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate, çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender raslanır. ben böyle anları insanlık tarihinde yıldızın parladığı anlar diye adlandırdım; çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi, hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadırlar. işte bu kitabımla, değişik zamanlara, değişik bölgelere ait kimi önemli anları, insanlık tarihinde yıldızın parladığı anlar'ı anımsatmaya çalıştım. kitapta yer alan tarihsel olayları anlatırken, gerçekleri hiçbir biçimde değiştirmedim, katkılarımla renklendirip zenginleştirmedim. çünkü tarih, kusursuzluğa ulaştığı böylesine eşsiz anlarda, kendisine yardım için uzanan ellere gereksinim duymaz.'

    iyi hoş demiş de diğer minyatürlerde yücelttiği şahısların yıldızları parlarken fatih'in hep parlayan yıldızını karartmak istemesi ne kadar etik? savaşın kazanılmasını sadece -hani o çok bilinen- açık unutulmuş kerkaporta kapısına dayandırıp
    aslında türk askerlerinin ve teknolojisinin fetih için yeterli olmadığını vurgulamış olması; sonra attığı alt başlık olan 'haç alaşağı ediliyor'da, ayasofya'nın cami yapılmasının ardından 'o lanet olası kapı olmasaydı' diyerek hayıflanmış olması
    ve daha satırlar dolusu nefret söylemleri... tüm bunlar zweig'ın olayalara hiç de objektif bakamadığının ve bu konuyu ne kadar nefretle araştırdığının kanıtından başka bir şey değil.
    fakat buna rağmen diğer minyatürlerden olan nunez de balboa'nın hile ile büyük okyanus'u keşfetmesi, friedrich händel'in hastalığını yenerek ölümsüz besteler yapması, goethe'nin yaşlılığında genç bir kıza aşık olarak en güzel şiirlerini yazmış olması, dostoyevsi'nin omsk'ta idamını beklerken aniden serbest bırakılması vs. mutlaka okumaya değer olaylar diye düşünüyorum hele ki stefan zweig yazmışsa.

mesaj gönder